endandik.blogspot.com.tr - Cinsel Haberler









Search Preview

En Dandik Blog: CİNSEL HABERLER

endandik.blogspot.com.tr
Her şeyle yakından ilgilenen en sıradışı blog. Adına bakma içine bak anlarsın
.com.tr > endandik.blogspot.com.tr

SEO audit: Content analysis

Language Error! No language localisation is found.
Title En Dandik Blog: CİNSEL HABERLER
Text / HTML ratio 2 %
Frame Excellent! The website does not use iFrame solutions.
Flash Excellent! The website does not have any flash contents.
Keywords cloud ve bir cinsel da için bu de Bu sperm gibi daha çok erkek veya ile olan en olarak ya kadar
Keywords consistency
Keyword Content Title Description Headings
ve 473
bir 304
cinsel 206
da 162
için 144
bu 110
Headings
H1 H2 H3 H4 H5 H6
2 41 0 0 0 0
Images We found 137 images on this web page.

SEO Keywords (Single)

Keyword Occurrence Density
ve 473 23.65 %
bir 304 15.20 %
cinsel 206 10.30 %
da 162 8.10 %
için 144 7.20 %
bu 110 5.50 %
de 109 5.45 %
Bu 97 4.85 %
sperm 95 4.75 %
gibi 94 4.70 %
daha 88 4.40 %
çok 72 3.60 %
erkek 69 3.45 %
veya 64 3.20 %
ile 64 3.20 %
olan 63 3.15 %
en 63 3.15 %
olarak 61 3.05 %
ya 51 2.55 %
kadar 47 2.35 %

SEO Keywords (Two Word)

Keyword Occurrence Density
ya da 48 2.40 %
kalmak için 25 1.25 %
CİNSEL HABERLER 22 1.10 %
Devamı » 18 0.90 %
İlgili Aramalar 17 0.85 %
ne kadar 17 0.85 %
cinsel isteksizlik 15 0.75 %
cinsel ilişki 15 0.75 %
cinsel istek 14 0.70 %
hamile kalmak 14 0.70 %
cinsel isteği 13 0.65 %
sperm üretimini 13 0.65 %
ve cinsel 13 0.65 %
sperm sayısı 12 0.60 %
yanında asla 12 0.60 %
için en 12 0.60 %
yol açabilir 12 0.60 %
cinsel ilişkiye 12 0.60 %
Aramalar CİNSEL 11 0.55 %
daha fazla 11 0.55 %

SEO Keywords (Three Word)

Keyword Occurrence Density Possible Spam
hamile kalmak için 13 0.65 % No
İlgili Aramalar CİNSEL 11 0.55 % No
Aramalar CİNSEL HABERLER 11 0.55 % No
yanında asla yapmaman 10 0.50 % No
asla yapmaman gereken 10 0.50 % No
yapmaman gereken 10 9 0.45 % No
gereken 10 şey 9 0.45 % No
gebe kalmak için 8 0.40 % No
için en uygun 7 0.35 % No
kalmak için en 7 0.35 % No
BİLİM TEKNOLOJİ CİNSEL 6 0.30 % No
Dr Elif Ergin 6 0.30 % No
erkeklerde cinsel isteksizlik 6 0.30 % No
TEKNOLOJİ CİNSEL HABERLER 6 0.30 % No
DİZİ MÜZİK VİDEO 5 0.25 % No
HABERLER SİNEMA DİZİ 5 0.25 % No
SIRADIŞI HABERLER SİNEMA 5 0.25 % No
işe yarar mı? 5 0.25 % No
SİNEMA DİZİ MÜZİK 5 0.25 % No
büyütücü haplar işe 4 0.20 % No

SEO Keywords (Four Word)

Keyword Occurrence Density Possible Spam
İlgili Aramalar CİNSEL HABERLER 11 0.55 % No
yanında asla yapmaman gereken 10 0.50 % No
asla yapmaman gereken 10 9 0.45 % No
yapmaman gereken 10 şey 9 0.45 % No
kalmak için en uygun 7 0.35 % No
BİLİM TEKNOLOJİ CİNSEL HABERLER 6 0.30 % No
SİNEMA DİZİ MÜZİK VİDEO 5 0.25 % No
HABERLER SİNEMA DİZİ MÜZİK 5 0.25 % No
SIRADIŞI HABERLER SİNEMA DİZİ 5 0.25 % No
httpwwwpostacomtr İlgili Aramalar CİNSEL 4 0.20 % No
Postacomtr Yazarları Sabanur Kıraç' 4 0.20 % No
Yazarları Sabanur Kıraç' ın 4 0.20 % No
Kadınları aşka getirmenin yolu 4 0.20 % No
aşka getirmenin yolu sadece 4 0.20 % No
CİNSEL HABERLER SIRADIŞI HABERLER 4 0.20 % No
İnternetteki penis büyütücü haplar 4 0.20 % No
Sabanur Kıraç' ın yazısı 4 0.20 % No
Kıraç' ın yazısı Sevgilinin 4 0.20 % No
ın yazısı Sevgilinin yanında 4 0.20 % No
yazısı Sevgilinin yanında asla 4 0.20 % No

Internal links in - endandik.blogspot.com.tr

Hakkımızda
Hakkımda | En Dandik Blog
İletişim
İletişim | En Dandik Blog
Yorumcular
Yorumcular | En Dandik Blog
Arşiv
Arşiv | En Dandik Blog
İddaa Maç Sonuçları
İddaaMaçSonuçları | En Dandik Blog
Okey Oyna
Okey Oyna | En Dandik Blog
Bilim Teknoloji
En Dandik Blog: BİLİM TEKNOLOJİ
Çok Özel Sözler
En Dandik Blog: ÇOK ÖZEL SÖZLER
Özel Fıkralar
En Dandik Blog: ÖZEL FIKRALAR
Cinsel Haberler
En Dandik Blog: CİNSEL HABERLER
Foto Galeri
En Dandik Blog: FOTO GALERİ
Gezdim Gördüm
En Dandik Blog: GEZDİM GÖRDÜM
Kütüphane
En Dandik Blog: KÜTÜPHANE
Sıradışı Haberler
En Dandik Blog: SIRADIŞI HABERLER
Tarihi Gerçekler
En Dandik Blog: TARİHİ GERÇEKLER
Olay Reklamlar
En Dandik Blog: OLAY REKLAMLAR
Polemik Analiz
En Dandik Blog: POLEMİK ANALİZ
Sinema Dizi Müzik Video
En Dandik Blog: SİNEMA DİZİ MÜZİK VİDEO

Endandik.blogspot.com.tr Spined HTML


En Dandik Blog: CİNSEL HABERLER Menu Hakkımızda İletişim More Yorumcular Arşiv İddaa Maç Sonuçları Okey Oyna Ana Sayfa twitter facebook google rss linkedin dribbble pinterest En Dandik Blog Adına bakma içine bak :) Etiketler BİLİM TEKNOLOJİ CİNSEL HABERLER ÇOK ÖZEL SÖZLER FOTO GALERİ GEZDİM GÖRDÜM KÜTÜPHANE OLAY REKLAMLAR ÖZEL FIKRALAR POLEMİK ANALİZ SIRADIŞI HABERLER SİNEMA DİZİ MÜZİK VİDEO TARİHİ GERÇEKLER Menu Home Home Hakkımızda Arşiv Yorumlar Katagoriler Bilim Teknoloji Çok Özel Sözler Özel Fıkralar Cinsel Haberler Foto Galeri Gezdim Gördüm Kütüphane Sıradışı Haberler Tarihi Gerçekler Olay Reklamlar Polemik Analiz Sinema Dizi Müzik Video Error 404 Search CİNSEL HABERLER Hadi Beni Aşka Getir 18:50 kerkenez 1 Kadınları aşka getirmenin yolu sadece dokunuşlardan ibaret değil...       Kadınları aşka getirmenin yolu sadece dokunuşlardan ibaret değildir. Kimi zaman kadınları tahrik etmenin yolu güzel sözlerden geçer. Belki bu sözler sizin de zaman zaman aklınıza gelir ama son anda sarf etmekten çekindiğiniz için kelimeler boğazınızda düğümlenir. Bunlar sahiplenilme duygusunu yansıtan sözlerdir: Seninim, bana sahip ol, bana istediğini yapabilirsin gibi cümleler, kadınlar tarafından sevişme sırasında söylendiğinde, hemen hemen tüm erkekleri uyarır. PEKİ, AMA BUNUN SEBEBİ NE OLABİLİR? Bu gibi sözler erkekte sahiplik duygusunu alevlendirir ve erkek kendini daha güçlü hisseder. Bir başka deyişle, kendini daha erkek hisseder. Bundan dolayı erkek genelde buna büyük bir istekle karşılık verir ve sahip olma duygusunu ortaya koyar. Artık erotizmin dili devreye girmiştir. Kadının sözleri erkeği heyecanlandırır ve harekete geçirir. Buna karşılık kadın da aynı şekilde erkeğin konuşmaları sayesinde heyecanlanır. Bu şekilde, çiftler farkında olmadan birbirine en derin duygularını ifade eder, içlerindeki duyguları kontrolsüzce ortaya koyarlar. Hatta konuşarak sevişmeleri sayesinde tam anlamıyla birliktelik sağlandığını da fark ederler. DUYGULARINIZI İFADE EDİN Kullanılan çoğu kelime ve sarf edilen birçok söz, erotizmi harekete geçirici olabilir. Önemli olan, partnerinizin duyarlılığını olumsuz yönde etkilememek için bu tür sözlerin düzeyli bir şekilde ve yerli yerinde kullanılmasıdır. Örneğin, sizin ağzınızdan çıkan bir cümle partnerinizi sessizliğe itiyorsa ya da gözlerini yuvalarından fırlatıyorsa, hatta nefes alışını bile farklı bir unimpaired sokuyorsa, hemen konuyu değiştirin. Eğer birlikte olan çift her konuda açık konuşabiliyorsa, cinsellik konusunda da akla gelen her türlü isteği ve düşünceyi özgürce ifade edebilirler. Bunun için süslü kelimeler aramaya hiç gerek yoktur, istenen ve beklenen davranış en doğal ve açık haliyle ifade edilir. Bu şekilde partnerden beklenenler tamamen aktarılmış olur ve ortada herhangi bir şekilde yanlış anlamaya rastlanmaz. Konuşmaktan hoşlanmıyorsanız hareketlerinizle ne hissettiğinizi belirtebilirsiniz. Mimikleriniz bu konuda size yardımcı olabilir. Uzmanların belirttiğine göre hissettiklerinizi anlamakta kendinizi serbest bırakmanız da büyük önem taşıyor, çünkü ancak bu şekilde davranırsanız, gerçek duygularınızı ifade edebilirsiniz. cosmoturk.com İlgili Aramalar: CİNSEL HABERLER Hadi Beni Aşka Getir Kadınları aşka getirmenin yolu sadece dokunuşlardan ibaret değil...       Kadınları aşka getirmenin yolu sadece dokunuşlard... Devamı » 7 Adımda Erkekleri Tanıyın! 18:27 kerkenez 1 Kim demiş erkekleri tanımak zordur diye!... İşte yedi adımda erkekleri tanıma kılavuzu...     1. ADIM: Pembe dizilerdeki sahte aşk nağmelerini bizden duymaya çabalamayın çünkü onlar gerçekten rol yapıyor ve kabak bizim başımıza patlıyor. 2. ADIM: Bir SMS gönderdiğiniz zaman ilk 10 saniyede cevap gelmeyince ikinci SMS'te "Orda mısın???" diye sormayın. Kesinlikle oradayızdır..! 3. ADIM: Mağazada gelinliklere bakıp "Aaaa ne güzeeel" dediğinizde onun bizim için bir anlamı yoktur. Bizi duygusuzlukla suçlamayın. Gelinlik sadece kızların hayalidir erkeklerin değil! 4. ADIM: Saçlarınızı boyattığınızda bunu fark edemezsek anlayın ki yakışmamıştır ve bu bizim suçumuz değildir. 5. ADIM: Çoğu erkek ısrardan ve bir şeyi ikinci kez duymaktan nefret eder; mutlaka ilk söylediğinizi anlamışızdır ama işimize gelmiyordur, lütfen bize geri zekalı muamelesi yapmayın. 6. ADIM: Alışveriş yapmak hiç zevkli değildir ve asla zevkli olmayacaktır. 7. ADIM: 'Beni seviyor musun?' diye sormayın. Emin olun ki sevmiyor olsak yanınızda bir saniye bile durmayız. cosmoturk.com İlgili Aramalar: CİNSEL HABERLER 7 Adımda Erkekleri Tanıyın! Kim demiş erkekleri tanımak zordur diye!... İşte yedi adımda erkekleri tanıma kılavuzu...     1. ADIM: Pembe dizilerdeki... Devamı » Kadınlar İltifatla Beslenir 18:17 kerkenez 2 İşte kadınlara iltifat etmek için ipuçuları…       TEŞEKKÜR EDİN: Ona bu işi onsuz yapamayacağınızı söyleyin. Yaptığı şey doğumgünü partisi hazırlamak veya markete gitmek olsun, sizin için önemli olduğunu ve minnettar olduğunuzu belirtin. ONUN KENDİNE GÜVENİNİ ARTTIRIN: Ona hep hayalini kurduğunuz kadın olduğunu veya sizin tişörtünüzün içinde bile muhteşem göründüğünü söyleyin. İnanmasa bile kendini çok iyi hissedecektir. BENZERSİZ: Sadece ikiniz olduğunuzda ve konuşurken ona onun gibi bir kızı daha önce tanımadığınızı söyleyin. Eğer bunu gerçekten söylediğinize inanırsa eriyecektir. Bir öpücükle tamamlayın. ONUN FİKRİNİ / TAVSİYESİNİ ALIN: Onun fikrini sorarsanız onun düşüncelerine önem verdiğinizi düşünecektir. Kadınlar sadece vücutları için değil aynı zamanda beyinleri için istenmeye bayılırlar. AİLEDEN: Eğer bir kadına ailenizin ona taptığını söylerseniz büyük bir gülümseme garantidir. EĞLENCE, EĞLENCE, EĞLENCE: Ona partinin kalbi olduğunu hissettirin. Ne yaparsanız yapın onsuz sıkıcı olacağını belirtin. KIYAFETİ: Her zaman giydiklerine iltifat edin. Sadece o anda kendini güzel hissetmesini sağlamayacak aynı zamanda onun kıyafetleriyle ilgilendiğinizi ve onun stilini takdir ettiğinizi bilecektir. KİŞİSELLEŞİN: Onun sevdiğiniz yönlerinden bir liste yapın ve bunu ezberleyin. Sonra ona bunları doğal olarak söyleyin, sanki hiç liste yapmamışcasına. Bütün bunlar sadece sevildiğini hissettirmez aynı zamanda anlaşıldığını hissettirir. cosmoturk.com/ İlgili Aramalar: CİNSEL HABERLER Kadınlar İltifatla Beslenir İşte kadınlara iltifat etmek için ipuçuları…       TEŞEKKÜR EDİN: Ona bu işi onsuz yapamayacağınızı söyleyin. Yaptığı şe... Devamı » Gençlerin tehlikeli seks tedavileri 02:41 fisti finare 1 Geçtiğimiz günlerde bir kafede yanımda oturan genç delikanlıların sohbetine kulak kabarttığımda duyduklarıma inanamadım. Muhtemelen üniversitede okuyan bu gençler birbirlerine spor yaparken daha hızlı kas yapmak için testosteron kullanmayı öneriyor, sertleşme ilaçlarını nasıl kullandığını anlatıyor, testosteron dopingi dengelemek için östrojenli gıdalara ağırlık verilmesi gerektiğini bir uzman edasıyla belirtiyordu. Üzülerek ve endişe ederek dinlediğim bu sohbetten sonra ergenlik  döneminde pek çok erkeğin ne kadar yanlış cinsel bilgilere sahip olduğunu, kulaktan dolma bilgilerle hayatı bile tehdit edecek tedavilere nasıl yönlendiklerini düşündüm. Cinsel kaygılar çok yoğun Ergenlik ve gençlik dönemi pornografik içeriklerden edinilen yanlış cinsel bilgiler pek çok genç erkeği derinden etkiliyor. Arkadaş sohbetlerinde anlatılan yalan yanlış hikayeler de cabası. Danışanlarımızın yoğun şekilde penis boyu kaygısı yaşadığını, 1-2 saat süren ereksiyonlar hayal ettiklerini, erkek performansı ve  kadın cinsel tatmini ile ilgili bilimsel olmayan inanışları olduğunu görüyorum. Bu bilgilerle kendi performanslarını karşılaştıran gençler sertleşme ilaçlarına, hormon dopinglerine, penis büyüten tedavilere merak salıyor. Seksle ilgili internette okuduklarınızdan, pornografik filmlerde izlediklerinizin doğruluğundan şüphe edin. YAN ETKİLER ENDİŞE VERİCİ Bu tedavilerin en kaygı verici özelliği yanlış kullanımda yan etki doğurmaları. Örneğin internette penisi büyüttüğünü iddia eden kremlere hatta penis ağırlıklarına rastlıyoruz. Bu ürünler yan etki olarak peniste tahriş, ödem, alerji yaratabiliyor. İleri derecede penis dokusunda harabiyete yol açıyor. Sertleşme ilaçlarını alıp tansiyon düşmesi yaşayanlar, alkolle karıştıranlar var. Bu ilaçlar hiçbir işe yaramasa da yoğun bir depresyona yol açıyor. Hormon dopingleri testis gelişiminde ve sertleşme ve boşalma fonksiyonlarını bozuyor. Korunmasız cinsel ilişkilerse tamamen ayrı bir başlık konusu. Ergenlik döneminde HPV virüsüyle tanışan ve cinsel yolla bulaşan hastalıkları kapan gençler var. CİNSELİK TABU OLARAK GÖRÜLÜYOR Her ne kadar internet çağında yaşıyor ve pek çok sorumuzun cevabına rahatlıkla ulaşıyor olsak da, cinsel sağlık bilgi kirliliğinin en yoğun yaşandığı konular arasında. Seks konusunda doğru ve bilimsel bilgileri ancak belli bir birikim ve bunun getirdiği bir zihin süzgeci olursa elde edebiliriz. Ancak çoğu kişi böyle bir bilgi haznesine sahip değil. Doğru ve bilimsel cinsel bilgiler cinsel hayattaki en önemli destek. Bu nedenle gençlerin cinsel sorun yaşamasalar da cinsel bilgilendirmeye ve doğru bir danışmanlığa ihtiyaç duyduklarını düşünüyorum. Tabii cinsellik tabu bir konu ve çok da rahat konuşulmuyor. Ancak en azından internette okuduklarınızın, arkadaş toplantılarında bahsedilenlerin, pornografik filmlerde izlediklerinizin doğruluğundan şüphe edin. Cinsel performansınıza dair endişelerinizi yanlış tavsiye ve tedavilerle gidermeye kalkışmayın. Gerektiğinde bir uzmana mutlaka danışın. PROF. DR. HALİM HATTAT / halimhattat@hattatklinik.com |  22 Kasım 2015 İlgili Aramalar: CİNSEL HABERLER Gençlerin tehlikeli seks tedavileri Geçtiğimiz günlerde bir kafede yanımda oturan genç delikanlıların sohbetine kulak kabarttığımda duyduklarıma inanamadım. Muhtemelen üni... Devamı » Sperm Sayısını Arttırmanın En Kısa Yolu 01:58 Bitkisel Haber 1 Sperm Sayısını Artıran Besinlerle Tanışın Her geçen gün daha hızlı akan yaşam, beslenme biçimimizi de etkisi altına alıyor. Daha çabuk hazırlandığı için en çok tercih edilen hazır yiyeceklerden olan ve hiçbir erkeğin “hayır” diyemeyeceği şarküteri ürünleri ise hemen hemen her öğünün baş rol oyuncusu olabiliyor. Şarküteri ürünlerinin sperm kalitesini olumsuz etkilediğine dair araştırmaların olduğunu söyleyen Eurofertil Tüp Bebek Merkezi’nden Dr. Elif Ergin,  konuya ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Erkek kısırlığının nedenleri arasında; hormonal ve genetik sebepler, geçirilmiş iltihabi hastalıklar, doğumsal anomaliler ile çevresel ve kimyasal etkenler bulunduğunu söyleyen Eurofertil Tüp Bebek Merkezi’nden Dr. Elif Ergin, hızlı yaşam tarzının ve bu doğrultuda tercih edilen gıdaların da kısırlık üzerinde etkili olduğunu vurguladı. Dr. Elif Ergin, Harvard School of Public Health tarafından yapılan araştırmaya göre salam, sosis, sucuk gibi işlenmiş kırmızı et ürünlerinin sperm morfolojisini olumsuz olarak etkilediğine, balık ürünlerinin ise kalitesini artırdığına işaret etti. Dr. Elif Ergin şunları söyledi: “Harvard School of Public Health doktorlarından Myriam Afeiche  tarafından  tüp bebek tedavisi gören 156 erkek üzerinde gerçekleştirilen araştırma çalışması, işlenmiş kırmızı et kullanımının sperm morfolojisini negatif etkilediği; somon, lüfer ve ton balığı gibi balık çeşitlerinin ise sperm sayısında artış sağladığı sonucu ortaya koyuyor. Araştırma çalışması, özellikle morina ve kalkan gibi beyaz etli balık çeşitlerinde bu etkinin artış gösterdiğini gösteriyor.” Araştırma çalışmasının balık, kırmızı et ve işlenmiş et tüketiminin sıklığıyla da kısırlık arasında bir ilişki kurduğunu belirten  Dr. Ergin, işlenmiş etin sperm kalitesine negatif etkilerinin olduğunu, buna karşın daha sık balık tüketenlerin sperm kalitesinde anlamlı artışlar sağlandığı tespitine ulaşıldığını da söyledi.  Dr. Ergin; “Sosis, salam gibi işlenmiş etleri günde 1 dilimden az tüketenlerin yüzde 30 oranında daha kaliteli sperme sahip olduğu tespitinden yola çıkılarak, balıkta bulunan yüksek çinko oranının erkek infertilitesi üzerine pozitif etkisi olabileceği düşünülüyor” diye konuştu. Sperm dostu havuç Sperm kalitesinde ve sayısında olumlu etkileri tespit edilen bir başka besin maddesinin de havuç olduğunu kaydeden Ergin, şunları belirtti: “Yapılan araştırma çalışmaları, havuçtaki antioksidanların hücre zarlarına ve DNA’ya zarar verebilen serbest radikalleri etkisiz unimpaired getirdiğini gösteriyor. Buna bağlı olarak havuçtaki, renk veren karotenoid kimyasalı, sperm kalitesini diğer sebze ve meyvelerden daha fazla artıran bir etki gösteriyor.” Erkek kısırlığı basit bir testle ölçülebiliyor Erkek kısırlığının spermiogram testi aracılığıyla kolaylıkla teşhis edilebildiğini söyleyen Eurofertil Tüp Bebek Merkezi’nden Dr. Elif Ergin, kesin tanı için 2-7 günlük cinsel perhiz sonrasında yapılan sperm testi, ultrason ve doktor muayenesinin yeterli olduğunu belirtti. Sperm örneğinde sayı, hareketlilik ve morfoloji, yani şekil faktörleri değerlendirilerek tanının konulduğunu belirten Dr. Elif Ergin, bunların herhangi birinde sorun olması çocuk sahibi olmaya engel olabiliyor dedi. kaynak:sagliktayenilikler.com İlgili Aramalar: BİLİM TEKNOLOJİ CİNSEL HABERLER Sperm Sayısını Arttırmanın En Kısa Yolu Sperm Sayısını Artıran Besinlerle Tanışın Her geçen gün daha hızlı akan yaşam, beslenme biçimimizi de etkisi altına alıyor. Daha çabuk ha... Devamı » İnternetteki penis büyütücü haplar işe yarar mı? 02:32 fisti finare 0 SORU: İnternetteki penis büyütücü haplar işe yarar mı? 20 yaşındayım. İnternet reklamlarında ve cinsel sağlık ürünlerinin satıldığı dükkanlarda penis büyütücü ilaçlar var. Bunlar gerçekten işe yarar mı? CEVAP Ağızdan alınan hiçbir ilaç, besin ve madde bir erişkindeki penis boyunu büyütmeyecektir. Bu gibi bilimsel olmayan, aldatmaya yönelik reklamlara inanmayınız. SORU: Faydalı olur mu? 22 yaşındayım. Cinsel organımı büyütmek istiyorum. Bunun için seks shopların reklamlarında bazı ürünler gördüm. “Dünya Sağlık Örgütü, 1 ayda 5 santim falan büyütür” diye garanti veriyorlar. Bu ürünlerden alsam faydası olur mu? CEVAP Bu ürünlerin hiçbiri penisinizi büyütmez, en ufak bir fark dahi olmaz, hatta bunlardan zarar dahi görebilirsiniz. Dünya Sağlık Örgütü gibi ciddi bir kuruluş da bu ve benzeri hiçbir ürünü tavsiye etmemiştir. Hoşunuza giden veya işinize gelen her şeye inanmayın, bilimsel gerçekleri uzmanlara sorarak öğrenin. İçindeki önemli Cinsel ilişki sırasında erkekten gelen meni miktarı çok önemli değil. Burada asıl önemli olan meninin içindeki kromozom ve hareketli spermlerin olması. Çünkü kadının hamileliğini sağlayan bu spermler. Meni fazlasının ilişki sonrası dışarı çıkması normal bir durum SORU: Meniler geri geliyor 29 yaşındayım. Eşimle ilişkiye girdikten sonra boşalıyorum ama meniler geri geliyor. Bunun sebebi nedir? Bir hastalık olabilir mi? Ya da bu normal bir şey mi? Çocuk olabilmesi için meni miktarı ne kadar olmalıdır? Anne rahmine ne kadar meni giderse çocuk olur? Acaba fazlası mı dışarı çıkıyor?  CEVAP Hamileliği sağlayan meni miktarı değil içindeki normalin yarı sayısında kromozom içeren ve hareketli olan sperm yani döl hücreleridir. Normal menide 1 cc’de en az 20 milyon, ortalama 40-60 milyon sperm hücresi olur. Bunların en az yarısının ileriye doğru hareketli olması beklenir. Ayrıca bu hücrelerin yapısal özellikleri ve kromozomal içerikleri de hamilelik sağlamakta önem taşır. Meninin fazlasının özellikle kadın ilişki sonrası ayağa da kalkarsa yerçekimi ile dışarı gelmesi normal bir durumdur. SORU: Oğlumun tek testisi gelişmedi, ameliyat oldu Oğlum 8 yaşında. 7 yaşındayken testislerinin torbada olmadığı anlaşıldı. Geçen yıl inmemiş testis için ameliyat yapıldı. Birkaç ay önce sağ testisinin gelişmediğini fark ettim. Doktor “Her iki ayda bir kontrole gelip, gelişimini takip edeceğiz. Gelişme çağındaki bir çocuğa hormon veremeyiz” dedi. Benim bu konuda ne yapmam gerekiyor? CEVAP Testislerin torbaya inmemesi gelişmelerinin bozulmasına, sperm üretememelerine, kısırlık ve bazen testis tümörü gelişimine neden olabilir. Eğer çocuğunuzun testisi torbasında değilse en geç 1 yaşına dek ameliyatını yaptırmanız gerekmektedir. Daha geç kalınması vücut ısısı ile testislerin bozulmasına ve ileride ergenlikte sperm üretimlerinin bozulmasına neden olur. Sizin çocuğunuzun testisleri geç de olsa torbaya indirilmiş. Artık durumu takip etmekten başka yapılması gereken bir şey bulunmamakta. Ergenlik döneminde üroloji uzmanı ve iç hastalıkları, endokrinoloji uzmanı tarafından takibi uygundur. Prof. Dr. Teoman Kadıoğlu Posta gazetesi yazarı 17 Kasım 2015 posta.com.tr İlgili Aramalar: CİNSEL HABERLER İnternetteki penis büyütücü haplar işe yarar mı? SORU: İnternetteki penis büyütücü haplar işe yarar mı? 20 yaşındayım. İnternet reklamlarında ve cinsel sağlık ürünlerinin satıldığı dü... Devamı » Vajina güzellik yarışması 01:18 fisti finare 0 Amerikalı Brian Sloan, seks oyuncakları üreten bir girişimci ve aynı zamanda Autoblow adlı meşhur seks oyuncağının yaratıcısı… Sloan’ın bu yazıya konu olmasının sebebi ise bizzat vajina güzellik yarışmasını düzenleyen kişi olması. Sloan, internet üzerinden başlattığı yarışmayı, ürünlerinden birinin tasarımında “en güzel vajina”yı doğrudan taklit edebilmek için yaptı. Yarışma süresince kadınlar kendi vajinalarının fotoğrafını çekerek yarışmanın yapıldığı siteye yüklediler. Birinciye 5.000 dolar, ikinciye 2.500 dolar ve üçüncüye de 1.250 dolar vadedildi. Elite Daily ekibi Brian Sloan’ın peşine düşerek Berlin’de yarışmanın ilk üçüyle geçirdiği birkaç günü videoya çektiler. Elite Daily’nin Sloan’a sorduğu sorulardan biri de “Sence aşağılık bir adam mısın?” oldu. Sloan öyle olmadığını düşünüyor. Ama insanların onu böyle tanımlamasının da tamamen hatalı olmadığını ekliyor. Kadınları obje gibi gördüğü eleştirilerine ise biraz farklı bakıyor: “Dildolar erkeklerin penisine göre yapılınca kimse buna seksist demiyor.” diyor. Unuttuğu nokta ise bahsettiği penisin “en güzel penis” yarışması sonucunda seçilmiyor olması. Yarışmada üçüncü seçilen kadınla konuşulduğunda “bedenimle ne yapacağıma karar vermek gibi bir hakkım var” diyor ve ekliyor: “Feminizm de zaten bununla ilgilidir.” kaynak:posta.com.tr İlgili Aramalar: vajina güzellik yarışması CİNSEL HABERLER Vajina güzellik yarışması Amerikalı Brian Sloan, seks oyuncakları üreten bir girişimci ve aynı zamanda Autoblow adlı meşhur seks oyuncağının yaratıcısı… Sloan’ın bu... Devamı » Eş değiştirme davası... 01:51 gölge 0 'Swinger' partisi sanıkları: Fantezi yaptık Adana'da 'swinger' denilen eş değiştirme yöntemiyle seks fantezileri yaptıkları iddia edilen 15'i tutuklu 29 şüpheli 'fuhuş', 'suç örgütü' ve 'insan ticareti' suçlarından ilk kez hakim karşısına çıktı. Suçlamaları kabul etmeyerek fantezi amaçlı bir araya geldiklerini söyleyen sanıklardan 12'si tahliye edildi Asayiş Şube Müdürlüğü’ne bağlı Ahlak Büro Amirliği ekipleri, şubat ayında Çukurova Üniversitesi öğrencisi 25 yaşındaki E.Ş. ile kız arkadaşı E.A.’nın sosyal paylaşım sitesi üzerinden evli çiftlere swinger fantezili fuhuş yatırdığı ihbarını aldı. İhbar üzerine teknik takip başlatan polis, Adana’nın merkez Sarıçam İlçesi’nde lüks bir sitede villa kiralayıp, evli çiftlere swinger partileri organize ettiğini belirledi. 53 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI  E.Ş ile sevgilisi E.A.’nın başlarda fantezi amacıyla sosyal paylaşım sitesinden seks yapmak isteyenleri bir araya getirdiği, daha sonra bu amaçla villa kiralayarak eşsiz partilere katılmak isteyen erkeklere 1000 lira karşılığında kadın ayarladığı da kaydedildi. Polis, Adana’nın yanı sıra Mersin, Kayseri, Osmaniye ve Şanlıurfa’da, 25 ayrı adrese eş zamanlı baskın düzenledi. Operasyonda E.Ş. ile sevgilisi E.A. ile birlikte 53 kişi gözaltına alınırken 29 şüpheli adliyeye sevk edildi. Nöbetçi mahkemeye çıkarılan kadınlar "Rezil olduk, insan içine çıkacak yüzümüz kalmadı. Çocuklarımız 4 günden beri perişan oldular" diye ifade verip gözyaşı döktü. E.Ş. ile E.A.’nın da aralarında bulunduğu 15 kişi tutuklanırken, 14 şüpheli de tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. GÜVENLİK GEREKÇESİYLE ADANA’DAN MÜŞTERİ KABUL ETMEDİLER  Olayla ilgili soruşturma yapan Cumhuriyet Savcısı, örgütün güvenlik ve gizlilik sebebiyle Adana içerisinden fuhuş müşterisi kabul etmediklerini vurgularken örgütün müşterilerini memnun etmek için hiç bir masraftan kaçınmadıklarını da kaydetti. Savcı, 15’i tutuklu 29 şüpheli hakkında ’suç işlemek amacıyla örgüt kurma’, ’fuhuş’, ’insan ticareti’ ve ’ müstehcenlik’ suçlarından 3 ila 177 yıl arasında değişen toplam 933 yıl hapis cezası istemiyle Adana 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne dava açtı. FANTEZİ İÇİN YAPTIK 15’i tutuklu 29 sanık Adana 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde ilk kez hakim karşısına çıktı. Mahkeme heyeti, duruşmanın kapalı yapılmasına karar vermesi üzerine sanık ve vekilleri dışındakiler duruşma salonundan çıkarıldı. Sanıkların savunmaları kamera kaydına alındı. Sanıkların çoğunluğu suçlamaları kabul etmezken, fantezi amaçlı ’swinger’ ortamına katıldıklarını söyledi. Bazı kadın sanıklar ise swinger partisi için kıyafet ve benzeri masraflar için para aldıklarını belirtirken, bazı kadın sanıklar ise beraber oldukları erkeklerden para aldıklarını kaydetti. Sanıklardan E.A. sevgilisi E.Ş.’den şikayetçi olarak kendisine gelen müşterilere nasıl davranması yönünde baskı uyguladığını söyledi. E.A.’nın avukatı Ferhat Pamuk ise savunmasında E.Ş.’nin müvekkilinin ona karşı olan duygularını kullanarak onu bu işi yapmaya zorladığını ileri sürüp genç kadının tahliyesini talep etti. 12 SANIK TAHLİYE OLDU Mahkeme heyeti, örgüt lideri olduğu öne sürülen üniversite öğrencisi E.Ş., ile H.L. ve M.B.’nin tutukluluk halinin devamına karar verip E.Ş.’nin sevgilisi E.A.’nın da aralarında bulunduğu 12 tutuklu sanığı tahliye ederek duruşmayı erteledi. http://www.posta.com.tr/ İlgili Aramalar: CİNSEL HABERLER SIRADIŞI HABERLER Eş değiştirme davası... 'Swinger' partisi sanıkları: Fantezi yaptık Adana'da 'swinger' denilen eş değiştirme yöntemiyle seks fantezileri yapt... Devamı » Viagra yerine kurbağa suyu 15:58 gölge 2 And Dağları'ndaki nehirlere özgü olan Titicaca kurbağası, sağlığa iyi geldiği ve cinsel gücü artırdığı iddiasıyla Peru'da şifalı içecek olarak tüketilmeye başlandı. AP haber ajansının haberine göre, kurbağa suyu içenlerden biri olan Cecilia Cajuana, içeceğin bronşite de iyi geldiğini düşünüyor. Birçok sideboard ve restorandaki akvaryumlarda tutulan kurbağalar, sipariş edildiklerinde kafaları vurularak öldürülüyor ve derileri hızla yüzülüp miksere atılıyor. Nesli tükenme tehlikesi altında olan Titicaca su kurbağası, Peru'da en popüler içecek haline geldi. Yerli halk tarafından sağlığa iyi geldiği ve cinsel gücü artırdığına inandığı için tercih edilen kaplumbağalar, bal ve şifalı otlarla karıştırılıp miksere atılıyor ve içecek haline getiriliyor. Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN) tarafından nesli tükenmekte olan canlılar listesine konulan Titicaca kurbağası, Peru'nun yanı sıra Bolivya'da da içecek olarak tercih ediliyor. Halk, kurbağaların astım, kemik erimesine iyi geldiğini ve iktidarsızlığı ortadan kaldırdığına inanıyor. HİÇBİR FAYDASI YOK Bilim insanları, Titicaca kurbağalarının suyunu çıkarıp içmenin insan sağlığına bir fayda getirmediğini belirtiyor. AP'ye açıklama yapan Lima Tıp Yüksekokulu'nın dekanı Tomy Villanueva, 'kurbağa suyunun Federal İlaç İdaresi'nin standartlarıyla uyuşmadığını ve ilaç olarak kabul edilemeyeceğini' ifade etti. Titicaca kurbağasının içeceğe dönüşmesine neden olan inanışın önüne geçilmezse, maca kökü ve balla sunulan kurbağanın nesli tükenebilir.  kaynak:www.posta.com.tr İlgili Aramalar: BİLİM TEKNOLOJİ CİNSEL HABERLER SIRADIŞI HABERLER Viagra yerine kurbağa suyu And Dağları'ndaki nehirlere özgü olan Titicaca kurbağası, sağlığa iyi geldiği ve cinsel gücü artırdığı iddiasıyla Peru'da şifalı ... Devamı » Erkeklerde cinsel isteksizlik 18:22 fisti finare 4 Son yıllarda erkeklerde cinsel isteksizlik bir salgın gibi yayılıyor. Cinsel ilişki için daha az arzu duyan, cinsellikle ilgili düşüncelerinde azalma yaşayan pek çok erkek var. Aile Sağlığı Araştırma Derneği Başkanı Prof. Dr. Halim Hattat bu durumu şöyle açıklıyor: “Cinsel istek biyolojik, psikolojik, duygusal pek çok faktörden etkileniyor. Erkeklik hormonu olarak bilinen testosteron ise cinsel istek üzerinde önemli bir etkiye sahip. Testosteron size erkeklik özelliklerinizi verirken sağlıklı bir fiziksel-duygusal-zihinsel yapı da sağlıyor. Cinsel iktidarı, fiziksel ve zihinsel performansı, kısacası dinamik, aktif ve güçlü bir erkekten beklenen her şeyi kontrol ediyor ve düzenliyor.” İKTİDAR HORMONU TESTOSTERON Prof. Dr. Halim Hattat testosteron erkek özelliklerinin gelişimi ve fonksiyonu için gerekli olduğunun altını çiziyor: “Testosteron etkisini daha anne karnında göstermeye başlıyor. Ergenlikte cinsiyet özelliklerinin oluşumunu, erişkinlikte ise cinsel isteği ve cinsel performansı etkiliyor.  Bu hormonun genel sağlığınız üzerinde de önemli etkilerde bulunuyor. Kemik yoğunluğunu, kas gücünü, kan yapısını etkiliyor. Zihinsel performans, hafıza, duygusal durum ve motivasyonu iyileştiriyor. Üreme fonksiyonlarını da destekliyor.” NEDEN DÜŞER? Hattat, testosteron düşüşünü şöyle açıklıyor: “Cinsel bölgeyi ilgilendiren travmalar, kabakulak gibi enfeksiyonlar, kanda demir fazlalığı, böbrek-karaciğer sorunları, şeker hastalığı, tiroit problemleri testosteron üretimini düşürebiliyor. Testosteron üretimini destekleyen beyin bölgelerinde oluşan problemler veya bazı ilaçlar da testosteron üretimini azaltabiliyor.  Ayrıca kilo fazlalığı, hareketsiz bir yaşam ve aşırı stres de testosteronu baskılıyor.  Testosteronun yaşla birlikte de azaldığını da bilmelisiniz. 30'lu yaşlardan itibaren başlayan bu düşüş 40-50'lı yaşlarda kendini belli edebiliyor.  Testosteronunun ne hızda düşeceği erkekten erkeğe değişse de 65 yaş üzerindeki erkeklerin yaklaşık %30'unda testosteron seviyeleri normalin altında bulunuyor.” CİNSEL İSTEKSİZLİĞİN TEK SEBEBİ HORMONLAR MI? Prof. Hattat’ın verdiği bilgilere göre cinsel istek sadece hormonlara bağlı değil. Duygusal durumunuz, yorgunluk seviyeniz, eşinizle olan ilişki kaliteniz,  stresli- öfkeli bir ruh hali, vakitsizlik, eşinizle birbirinize yeterince vakit ayıramamak, iş-aile sorunları ve daha pek çok faktör cinsel isteği azaltabiliyor. Bu nedenle cinsel isteksizliğin altında yatan nedenleri dikkatle incelemek ve çifte özel bir tedavi planı oluşturmak gerekiyor. BİR ŞEHİR EFSANESİ : ERKEK HER ZAMAN CİNSEL İSTEK DUYAR Prof. Dr. Halim Hattat sanılanın aksine, erkeklerin her zaman ve sürekli cinsel istek duymadıklarını belirtiyor: “ Hormonlar, hastalıklar, ilaçlar, duygular, düşünceler, ilişkiye dair nedenler,  sigara-alkol kullanımı ve stres gibi birçok faktör cinsel isteği azaltabiliyor.  Bir erkeğin cinsel isteksizlik yaşaması her zaman eşinden soğuduğu anlamı da taşımıyor. Ancak her erkek hayatın getirdiği sorunlardan dolayı veya geçici sebeplerle dönem dönem cinsel isteksizlik yaşayabiliyor. Bu durum ısrarlı bir şekilde devam ediyorsa isteksizliğe neyin yol açtığını anlaması için doktora başvurulması gerekiyor.” CİNSEL İSTEK DÜŞMANLARI • Erkeklik hormonlarının yetersizliği • Diğer hormon sorunları • İlaçlar (örneğin anti-depresanlar) • Kalp-damar hastalıkları ve kalp yetmezliği • Diğer hastalıklar (diyabet, tiroit sorunları, böbrek-karaciğer sorunları, ağrı) • Öfkeli, endişeli veya depresif bir ruh hali • Aşırı stres • İlişki sorunları • Cinsel yolla bulaşan hastalık kapma veya hamilelik korkusu • Yaşlanma süreci • Yetersiz zaman NE KADAR AZ, AZDIR? Cinsel istek azlığının tanısında ne kadar azın az olduğunu merak ediyor olabilirsiniz.  Prof. Dr. Halim Hattat’a göre maalesef bu konuda kesin kriterler yok. Ancak bu durumu şöyle anlatıyor: “Yapılan çalışmalar genel nüfusta cinsel istek sıklığının  haftada 1-4 kez ile ayda 2 kez civarında olduğunu gösteriyor. Bu durumda bu sıklıktan az cinsel istek duyanlar cinsel istek azlığı yaşıyor denebilir. Ancak burada önemli olan sizin kendi değerlendirmenizdir. Cinsel isteğinizin azaldığını düşünüyorsanız nedenini bulmak için hekiminize başvurmalısınız.” kaynak: milliyet Kocanız Cinsel İsteksizlik mi Yaşıyor? Erkeklerdeki Düşük Libidonun Sonuçları Düşük cinsel dürtüden bahsedildiğinde genellikle ilk olarak bu sorunu yaşayan eşin kadın olduğu düşünülür. Ancak eşleriyle cinsel ilişkiye girmeye ilgi duymayan birçok erkek bulunmaktadır. Erkeklerin çoğu düşük libidoları olduğunu söylemekten çekinse de, bu durum eşlerinde fazlasıyla endişe ve kalp kırıklığına neden olabilir. Cinsel isteklerdeki farklılıklar, evliliklerde büyük sorunlara yol açabilir ve üzerine düşülmezse bu durum evliliklerin bitmesine bile neden olabilir. Cinsellik ve evlilik uzmanlarına göre, çekingenlik ve arzu eksikliği, üç çiftten birini etkileyen en yaygın cinsel işlev bozukluğudur. Arzu sorunları ilişkideki yakınlık ve samimiyet gibi güzel duyguları tüketir. Evli beş çiftten biri ve evli olmayan fakat iki yıldan beri birlikte yaşayan on çiftten üçü, cinsel olmayan (yılda on seferden fazla cinsel ilişkiye girilmemesi) evlilik ve ilişki sürdürmektedir. Evli Kadınların Yorumları Aşağıda bu durumu yaşayan bazı kadınların yorumlarını sizinle paylaşmak istiyoruz. Yorumlardan, bu sorunun evliliklerin üzerindeki yıkıcı etkisini daha net anlayabilirsiniz. ''Kendimi çok yetersiz ve kötü hissediyorum.'' ''Ne zaman bir evlilikte yaşanan cinsel tatminsizlikten konu açılsa, kadının cinsel dürtülerinin azaldığından ve erkeklerin daha fazlasını istediklerinden bahsediliyor. Medyada da kadınların değil, erkeklerin cinsellik konusunda daha istekli oldukları konusunda vurgu yapılıyor. Yalnızca iktidarsızlık söz konusu olduğunda, erkeklerin azalmış cinsel dürtüsünden bahsediliyor. Arkadaşlarım ve çevremden duyduklarım sayesinde, her gece fiziksel ilgisizlikten dolayı yastığına sarılıp ağlayan tek kadının ben olmadığına inanmaya başladım.'' ''Bana dokunması, biraz ilgi göstermesi için ona gerçekten yalvarıyormuşum gibi hissettim. Zavallı bir kadın gibi...'' ''Kocam tarafından kabul edilmediğimi ve reddedildiğimi hissediyorum, başka birinin daha bana söylediği gibi çirkin, sevilmeyen ve önemsiz olduğumu düşünmeye başladım.'' ''Bu durumu kabullenmeye başladım.'' “Sevdiğin ve saygı duyduğun ancak fiziksel yakınlığa ilgi duymayan harika bir eşle evli olmak çok zor. Evliliğimizin 15-16 senesi boyunca ayrı yattık ve arada sırada seks yaptık. İyi anlaşıyoruz, aynı şeylerden hoşlanıyoruz ve çok ender tartışıyoruz. Fakat yatak odasında, hissettiğim o derin üzüntü başa çıkabileceğimden çok daha büyüdü. Herkes bizim mükemmel bir çift olduğumuzu düşünüyor, fakat bu tamamen yalan. Birçok kez ona, benim ihtiyaçlarım konusunda içimi döktüm, sevecen ve kibar bir şekilde ‘tamam, bunun üzerinde çalışalım’ cevabı aldım ancak ilişkimizde hiçbir değişim olmadı. Sevgi anlamında ihmal edilmek büyük bir acı ve bu hayal kırıklığımı hiçbir şekilde ifade edemiyorum. Sonunda eşimin ve benim cinsel istek açısından farklı olduğumuz gerçeğini kabul ettim. Bu, onun kötü bir insan olduğu ya da beni sevmediği anlamına gelmiyor. Bu sadece onun sevgisini farklı şekillerde gösterdiği ve benimkinden farklı ihtiyaçları olduğu anlamına geliyor. Fakat bu aynı zamanda benim bir 15 yıl daha bu şekilde yaşayabileceğimi de göstermiyor. İşte üzüntü de burada devreye giriyor. Onu bırakmak ve birlikte kurduğumuz bu yaşamdan vazgeçmek istemiyorum, fakat bu hayatın bir parçası ve bu bedeli ödemek istemiyorum.'' ''Sorunu kendimde arıyorum.'' “Yıllarca kocamın benim kadar fiziksel yakınlığa ilgi duymamasının benim hatam olduğunu düşündüm. Belki yeterince güzel ya da seksi değildim. Belki de iyi bir eş değildim. Bu yüzden çabalayıp, platonic eş olmaya çalıştım. Özgüvenim gün geçtikçe azaldı, işimi kurup kendimi meşgul etmeye çalıştım. İki sene önce, uğraşacağım hiçbir şey kalmadı. Bu son iki yılda üzüntüm ve depresyonumla yüzleşmek zorunda kaldım. Bazı insanlar buna orta yaş krizi dediler, bana kalırsa bu tamamen gerçeğin yansıması. Birkaç ay bir danışmanla görüştüm. Hala bunun benim sorunum olduğunu düşünüyordum ve kendimi düzeltmeye çalışıyordum.” ''Kendimi suçlu hissediyorum.'' “En kötü kısmı reddedilmek miydi? Yoksa kibarlık mıydı? Bazen reddedilmenin dışında, keşke kızacağım bir şey yapsa diyorum. Kocamın gösterdiği kibarlık, nezaket ve içten sevgisi bunu daha da zorlaştırıyor. O harika şeyler yaptıkça, ben daha fazla cinsellik istediğim için kendimi suçlu hissediyorum.” ''Kocam çaba göstermiyor.'' “Kocamdan, benimle hiç seks yapmasını istemesem, bu onu çok mutlu ederdi. Ve bu durumun beni ne kadar üzdüğü hakkında da konuşmayı sevmiyor. Sadece üzgün olduğunu söylüyor! Kocamı çok seviyorum ve durum tam tersi olsaydı aramızı düzeltmek için ben elimden geleni yapardım diye düşünüyorum. Onun asla kendisini, benim şu anda hissettiğim gibi hissetmesini istemezdim. Eğer gerçekten duygularımı önemseseydi bu konuda çözüm üretirdi, çünkü beni geri çevirdiğinde bu gerçekten canımı acıtıyor.” ''Sorun kocamda olabilir.'' “Birçok erkek, cinsellikle ilgili sorunları olduğunu kabul etmek istemiyor. Bana kalırsa bu içlerinde ya vardır ya da yoktur. Siz kıyametler koparabilir ya da kendinizi öldürebilirsiniz, fakat libidosu yoksa yoktur. Ancak esaslı adımlar atmadan ve evliliğinizle ilgili ciddi kararlar önce, denemeye devam etmemiz gerekiyor.” ‘Cinsel dürtüsü olan’ eş olmanın verdiği duygusal gerilimden bahsetmek istiyorum. Kocamın sorunu hormonsal ya da tıbbi de olsa, yine de neden beni çekici bulmuyor gibi düşüncelerle güvensizlik ve şüphe yaşıyorum. Bu düşünceler gerçekten beni ve ilişkimizi bitiriyor” 'Bu durum, evliliğimize zarar veriyor.'' “Bu hayatın eksik olamayacak kadar büyük bir parçası. Farklılıklarımız olduğu gerçeğini kabul ediyorum ama yine de bu gerçekten çok üzücü. Çünkü onu çok seviyorum ve biliyorum ki o da beni seviyor. Gerçekten seviyor, fakat bu şekilde yaşayamam. Çok acı verici ve üzücü. Bu sorun yayılmaya ve gerçekten iyi olan ilişkimizin diğer kısımlarına da zarar vermeye başladı. Artık geriye neredeyse hiçbir şey kalmadı. Hiçbir şey hissetmiyorum. Ama hala kendimi seviyorum ve hala kendime sahibim.” ''Kendime güvenim sarsıldı.'' “Sevgimi istediğim şekilde ifade ettiğimde, kendimi boşlukta ve reddedilmiş hissetmeye başlıyorum. Karşıdan sevgi gelmediğini görünce, üzüntü, kafa karışıklığı ve reddedilme ve hemen ardından da kasvetli bir yalnızlık hissediyorum. Bu acıya daha fazla dayanamadığım bir noktaya geldim. Sanırım daha da kötüsü, bir kez daha ilişkiye girmemizin, beni gerçekten sevip sevmemesinin, şişman olmamın, çirkin olmamın ya da güzel kokmamamın, onun için, o kadar da önemli olmadığını fark etmemdi. Başka bir deyişle, kendimden hoşlanmamaya ve bende bir sorun olduğunu düşünmeye başlayacaktım. Fakat sorun bende değil, bunu biliyorum. Onunla birlikte olmak kendimden hoşlanmamaya başlamama sebep oluyordu. Bunu fark ettiğimde, kendime, buna değip değmediğini sordum.’’ İşte evliliğinde cinsellik yüzünden sorun yaşayan kadınların yorumları. Kocaları tarafından istenmedikleri için genelde sorunu kendilerinde arıyorlar ve evlilikleri git gide kötüleşiyor. Eşlerin cinsel isteksizliği, birçok evlilikte sıkça görülen bir durum haline geldi. Eğer siz de aynı sorunları yaşıyorsanız, mutlaka bir evlilik danışmanına başvurmanızı tavsiye ederiz. kaynak:istanbella.com/ Erkek Cinsel Sorunlarının Psikolojik Nedenleri Nelerdir? 1.Yetiştirilme koşulları ve geleneksel erkek cinsel rolü: Erkek çocuklarının yetiştirilirken erkek olmakla ilgili toplumsal olarak öğrendikleri şeylerin önemli bir kısmını her zaman seks isteyebilen ve sekse hazır olan bir seks makinesi olmak oluşturur. Erkekler kadınları ele geçirmek ve arzularını doyurmak üzere eğitilirler ve cinsellikle sevgiyi genellikle birbirinden ayırmak zorunda kalırlar. Erkekler cinsel ilişki kurdukları kadınlarla, saygı duyulup evlenilecek kadınları birbirinden ayırma eğilimindedirler. Bir kadını sevdiklerinde ve içselleştirdiklerinde ise onunla tutkulu bir cinsellik yaşama konusunda zorluk yaşarlar. 2.Geleneksel cinsel rolünün dışına çıkamamak: Geleneksel erkek cinsel rolü, erkekleri eşleriyle genel ilişkilerinde olduğu gibi cinsel yaşamda da aktif ve belirleyici olmaya iter. Ayrıca erkeğin her zaman seks yapabileceğini ve kadını reddetmemesi gerektiğini düşündürür. Gerçekler böyle olmadığı için birçok erkek geleneksel erkek rolünü oynamak için kendisini zorlar ve ortaya çıkan sorunları "başarısızlık" olarak algılar. Hızla gelişen "başarısızlık korkusu" ise performans anksiyetesine neden olduğu için cinsel sorunlara neden olabilir. Cinsel ilişkide amaç, bir şeyi başarmak değil, cinsel eşiyle doyumlu bir cinsel yaşama ulaşmaktır. 3.Negatif beden imajı ve düşük benlik saygısı: Cinsel işlev bozukluğu bir kez oturduğu zaman bunun bireyin kendilik algısı üzerine etkisi cinsel sorunun devamına veya kötüleşmesine yol açabilir. Bir erkeğin erkeklik duygusu sertleşme sorunuyla çökebilir ve böyle duygularla tetiklenen kaygı sertleşme zorluğunun devamına katkıda bulunabilir. 4.Edilgenlik, çekingenlik: Bazı erken boşalma vakalarının, belirgin bir edilgenlik problemi vardır. Kızgınlıklarını, öfkelerini genellikle edilgen biçimlerde dışa vururlar. Herhangi bir şeyi reddetmek ve hayır demekte zorlukları olan bu kişiler bunun yerine görünüşte kabul ettikleri şeyleri karşı tarafı hayal kırıklığına uğratacak şeyler yaparlar. Bu kişiler genellikle baskın ve bazen de erkeksi özellikleri olan kadınları eş olarak seçerler. Bir yandan onların her dediğine evet der ve boyun eğmiş gibi görünürken bir yandan da pasif dirençler gösterirler. Erken boşalma da bu pasif direnişin ve karşı tarafı hayal kırıklığına uğratmanın bir çeşididir. 5.Katı dini ve ahlaki inançlar: Erkeklerde dini inançlar ve katı ahlaki görüşler cinsel isteği çok etkilemezler çünkü en katı dini ve ahlaki inanışlarda bile erkeğin cinsel istek ve haz duyması olağan ve beklenen bir durum olarak karşılanır. Ancak katı dini inançlar kişide olabilecek farklı cinsel haz alma eğilimlerini engelleyerek uyarılma ve orgazm sorunlarına yol açabilmektedir. Uyarılma ve orgazm zorluklarının devam ettiği birçok durumda da zamanla erken boşalma ve cinsel istek bozukluğu da gelişebilmektedir 6.Anne ile ilişkide sorunlar: Anneye yönelik bilinçdışı aşk kişinin cinsel eşiyle ilişkisinde çeşitli zorluklara yol açabilir. En basit ve en yaygın tipinde sertleşme bozukluğu anneye bilinçdışı bir cinsel bağlılığın devamına dayanır. 7.Babayla ilişkide sorunlar: Katı ve cezalandırıcı babaları olan erkek çocuklarında cinsel haz almak bilinçdışında baba tarafından cezalandırılacağı korkularına yol açabilmektedir. 8.Kişilik sorunları: Şizoid kişilik bozukluğu: Bebeklik dönemlerinde anneleriyle yakın bir duygusal ve fiziksel ilişki içinde olamamış erkeklerde bir kadınla cinsel yakınlık ve ilişki isteği az olabilir. Bu kişiler kendi başlarına cinsel etkinliklerde bulunabilmelerine karşın bir eşle cinsel ilişki isteği duymayabilirler. Annelerine düşkünlük gösteren bağımlı erkekler eşleriyle ya da sevgilileriyle cinsel olmayan duygusal ve fiziksel yakınlık kurabilmelerine ve bundan haz alabilmelerine karşın cinsel ilişkiye girmek istemeyebilirler. Annelerine de eşlerine de bağımlı ve aşırı düşkün olan bu erkekler ilişkide destek ve şefkat arayışı içinde olup erişkinliğin gerektirdiği cinsel yakınlıktan kaçınırlar. 9.Cinsel kimlik ve yönelim sorunları: Bazı erkekler eşcinsel olmalarına karşın bunun farkında olarak evlenir ya da kadınlarla ilişki kurarlar. Çevreye karşı kamufle olma arzusuyla ya da aile üyelerinden gizleme amacıyla bu tarz bir yaşamı seçen bir erkek genç yaşlarda fiziksel uyaranların ya fantezilerin yardımıyla bir kadınla cinsel ilişki kurabilirler. Eşleriyle sevişirken bir erkeği düşünerek orgazm olabilirler. Ancak bir süre sonra, bir kadınla cinsel ilişki sürdürme istekleri azalır ve ortadan kalkar. Bazen de eşcinsel bir erkek eşcinselliği kabul edilemez bulduğundan eşcinsel arzularını bastırır ve bunların farkında olmaz ve eşcinsellik karşıtı tutumlar göstermek yanında sık sevgili değiştiren çapkın bir erkek gibi davranabilir. Ancak evlendiğinde bir süre sonra ya da bir ilişkisi uzun sürdüğünde cinsel isteğini yitirir. Bazen eşcinsel arzularını kısmen doyuran durumlarda eşleriyle birlikte olabilirken, eşcinsel arzularını uyarmayan durumlarda isteksizlik gösterebilirler. Eşinin başkasıyla birlikte olduğu fantezileri kurmak, eşinin eski cinsel ilişkilerini anlattırmak, eşini başka erkeklerle birlikte olduğu fantezileri kurmaya zorlamak bazen de eşini başka bir erkekle birlikte olmaya zorlamak gibi eylemler eşcinsel arzuları uyarabilen ve kısmen doyuran durumlardır. Bazı erkeklerde ise eşcinsel yönelimler heteroseksüel bir ilişkiyi engelleyebilecek ölçüde güçlü değildir ama mesela erkeksi, güçlü, baskın kadınlarla olmak gibi zorunluluklar yaratabilir ya da bir kadınla sadece anal yoldan ilişki kurabilmeye olanak tanıyabilir. Eşcinsel yönelimi net olan bir kişiyi heteroseksüel bir ilişkide işlev görmesini sağlamaya çalışmak uzun vadede yararsız olacağı gibi uygun bir yaklaşım da değildir. 10.Yetersiz, yanlış cinsel bilgiler, tabular, mitler, yanlış inanışlar: Bir önceki kuşak ve akranlardan elde edilen cinsel bilgiler çoğunlukla eksik, yetersiz ve hatta çoğunlukla yanlıştır. Birçok vakada cinsel bilgilendirme ergenlikte işitilmiş kötü şakalar veya cinsel eğitimi zaten yetersiz olan diğer çocuklardan edinilmiştir. Eksik ve yetersiz cinsel bilgilenme aynı zamanda cinsel mitlere ve yanlış inanışlara inanmayı da kolaylaştırır. 11.Cinsel taciz ve travmalar: Cinsel taciz ve travmalara maruz kalmış erkeklerde en sık rastlanan cinsel işlev bozukluğu sertleşme bozukluğu ve istek bozukluğudur 12.Cinsel fobiler ve kaçınmalar: Kadınlarda olduğu gibi erkeklerde de cinsel ilişkinin kimi yönlerinden rahatsızlık duyma söz konusu olabilir. Bazı erkekler eşlerinin kıllarından, cinsel organının kokusundan ya da bir hastalığı varsa akıntılardan rahatsızlık duyabilir ve bunlarla karşılaşmamak için cinsel yakınlıktan kaçınabilir. 13.Psikoseksüel gelişimin erken basamaklarında takılmalar: Cinsel dürtünün çocukluk boyunca gelişimi cinsel organların egemenliğindeki olgun cinsel aşamaya gelinceye kadar birçok basamaktan geçer. Bu basamakların birindeki şiddetli bir takılma cinsel birleşmenin olmadığı cinsel eylemlerle tatmin arayışı yaratır ya da cinsel birleşme isteksizliğine, uyarılma ve orgazm sorunlarına yol açabilir. 14.Maskelenmiş parafililer (Cinsel sapkınlıklar): Hiçbir insanın cinsellikte arzuladığı şeyler başka birinin aynısı değildir. Ancak günümüzde başkalarının cinsel deneyimleri sinema, kitaplar gibi çeşitli yollardan öğrenildiğinden giderek insanların cinsel deneyimleri birbirine daha çok benzemeye başlamaktadır. Bazı insanlar kendi cinsel arzuları başka olsa da gördüğü ve işittiği şeylerin ortalamasını normal olarak kabul edip kendilerini buna uymaya zorlamaktadır. Oysa cinsel sapkınlık olarak kabul edilen teşhircilik, röntgencilik, fetişizm, cinsel sadizm, cinsel mazohizm vb. gibi birçok eğilim bir çok kişide vardır. Kişinin kendi özel arzularından kaçıp, normal sandığı tarzlara yönelmeleri cinsel hazlarını azaltır. Bu şekilde tekrarlanan ve doyum vermeyen cinsel deneyimler bir süre sonra cinsel isteği de azaltabilirler. Eşleriyle sevişmek yerine mastürbasyon yapan ya da pornografi izlemeyi tercih eden erkeklerin bazıları, kendi özel cinsel arzularını eşlerine söyleyemeyen, onun yerine bu arzularını fanteziler yoluyla ya da filmlerde izleyerek doyurmaya çalışan kimselerdir. Bazı erkekler de kendi arzularını sapıkça buldukları için, eşlerini buna ortak etmek istemezler ve arzularını mastürbasyonla, mucosa izleyerek ya da paralı ilişkiler yoluyla doyurmaya çalışırlar. Ancak bazı insanlarda cinsel arzu cinsel ilişkinin tek bir bileşenine takılmıştır ve bir partnerle cinsel ilişkiye izin vermez. Kişi bu arzularını bastırdığı için de ne parafilik yoldan ne de başka yoldan bir cinsel ilişki kurma arzusu duymaz. Eğer bu tür eğilimler cinsel ilişkiye izin vermeyecek kadar güçlü değillerse, kişinin cinsel arzularını fark etmesini ve cinsel yaşamına dahil etmesini sağlayacak tedavi yaklaşımları yararlı olacaktır. 15.Evlilik çatışmaları: Kadınlarda olduğu gibi erkekler de evlilik çatışmaları ve ilişki sorunlarına cinsel isteksizlikle yanıt verebilirler. Özellikle kızgınlık, kırgınlık duyguları eşle haz paylaşma isteğini azaltır. Bazen de evlilik sorunları depresyona veya kaygı bozukluklarına yol açtığı için cinsel isteği de bozarlar. Eşler arasında belirgin bir geçimsizlik, öfke ve kızgınlık varsa ve bu sorunlar çözümlenemiyorsa çiftin herhangi bir üyesinde veya ikisinde de cinsel işlev bozukluğu ortaya çıkabilir ya da başka bir nedenle ortaya çıkan bir işlev bozukluğunun devam etmesine yol açabilir.Birçok çift için cinsellik ile sevgi ve genel uyum çok sıkı bir ilişki içindedir ve bunların herhangi birindeki sorun diğerlerine de yansır. Eğer partnerlerden biri diğerine karşı ilgisini kaybetmişse veya gücenmişse tatminkar bir cinsel ilişki genellikle sürdürülemez. 16.Eşe ilgi kaybı: Partnerler arasındaki çekicilik kaybı genellikle cinsel işlevlere yansır. Değişim kendiliğinden olabileceği gibi yaşlanma veya fiziksel değişikliklerle de (şişmanlık, sakatlayıcı ameliyat, kötü hijyen) ortaya çıkabilir.Erkeklerin ilişkinin ilerleyen dönemlerinde eşlerini anne gibi görmeye başlamaları ya da fiziksel görünümü değiştiği için eskisi kadar uyarıcı bulmamaları nedeniyle eşlerine yönelik cinsel istekleri azalabilmektedir. Özellikle çocuk sahibi olduktan, yani eşleri genç bir kadın olmaktan çıkıp anne rolüne girdikten sonra eşlerine cinsel isteği azalan erkekler bazen genç bir delikanlı gibi yaşam sürmeye başlarlar. Artık "anne" figürü olarak gördükleri eşlerine cinsel ilgileri azalır. 17.Yakınlık sorunları: Ciddi şizoid, narsisistik ve obsesif kişilik patolojisi olan bireylerde ilişkinin başlangıç dönemlerine cinsel isteksizlik olmasa bile yakınlık ve bağlılık gelişmeye başladığı zaman ilişkiden uzaklaşma arzularının bir yansıması olarak cinsel istekte de azalma ortaya çıkabilmektedir. Yakınlık sorunları istek bozukluğuna yol açabildiği gibi erkeklerdeki orgazm sorunları ve geç boşalmanın da en önemli nedenlerindendir. 18.Eşin cinsel deneyim eksikliği: Erkekler kültürün etkisiyle cinsel deneyimi olmayan kızları eş olarak seçmek eğilimindedirler. Bu tecrübesizlik cinsel yakınlık sırasında nasıl davranılacağını bilememekten, yanıtsızlığa kadar çeşitli sıkıntılar yaratabilir. Erkekler bir yandan tecrübesiz kadınları seçerler ama bir yandan da özellikle kendi cinsel aktivitesinin iyi olduğunu görmek için eşinin etkileniyor olduğunu görmek isterler. Kendi erkekliğine duyduğu güven eşine verebildiği cinsel hazla artıp azalabildiğinden, yanıt vermeyen, cinsel ilişkiye katılmayan bir kadın, kocasının alacağı doyumu azaltabilir. Her ne nedenden olursa olsun uzamış doyumsuzluklar sonunda cinsel isteğin de azalmasına yol açabilir. 19.Pasif, bağımlı eş: Kadınların önemli bir bölümü cinsel ilişki sırasında pasif ve hareketsiz kalırlar ya da sevişmeye çok az katılırlar. Erkeklerin önemli bir bölümü eşlerinin cinsel olarak çok aktif olmasından rahatsız olabilirlerse de gene de eşlerini etkileyebildiklerini, uyarabildiklerini ve tatmin edebildiklerini görmek isterler. Eşin yanıtsızlığı erkeğin uyarılmasını ve isteğini aksatarak, sertleşme zorluklarına, erken boşalmaya ve isteksizliğe neden olabilir. 20.Partnerde cinsel işlev bozukluğu: Kadının orgazm olamaması veya ilişki isteksizliği erkeğin erken boşalmasına veya sertleşme sorunlarına neden olabilir. Cinsel terapiyi kabul eden çiftlerin üçte birinde cinsel işlev bozukluğu her iki partnerde birden görülür. Bazen vajinismusu olan kadınların eşlerinde cinsel birleşmeyi gerçekleştiremedikleri kaygısıyla sertleşme bozukluğu gelişmektedir. Bu durumlarda bazen kadındaki sorun fark edilmediğinden sadece erkek tedavi edilmeye çalışılır ve kadın tedavi edilmediği için başarılı olunamaz. 21.Duygu ve davranışlar üzerindeki kontrolünü yitirme korkusu: Erkeklerdeki boşalma güçlüklerindeki en önemli nedenlerden biridir. Obsesif karakterler duygular üzerindeki denetimini yitirme endişesi ve kontrollü olma çabaları dolayısıyla orgazm olmakta zorlanabilirler. Narsistik karakterlerde ise özellikle bir başkasının yanında kontrolsüz olmanın yaratacağı "saygınlık" kaybı endişesi, eşin yanında orgazmı engelleyebilir. 22.Bağımsızlığını ortaya koyma korkusu: Özellikle erken boşalma vakalarının bir kısmında eşini memnun etme kaygıları o denli ön planda olur ki kendi hazları ve istekleri için bir şey yapamaz ve talep edemezler. Eşlerini memnun etme kaygısında yaşadıkları başarısızlık ise başarısızlık ve yetersizlik duygularına sürüklenmelerine ve giderek sertleşmede zorluklar yaşamaya başlarlar. 23.Çocuk sahibi olmak istememek: Seyrek görünse de özellikle bağımlı ve sorumluluk almaktan kaçınan erkekler, çocuk sahibi olmanın getireceği yükümlülüklerden kaçınmak için cinsel ilişkiye girmekten kaçınabilirler. 24.Psikiyatrik rahatsızlıklar: Kadınlarda olduğu gibi, depresyon başta olmak üzere birçok psikiyatrik rahatsızlık cinsel isteği azaltır ya da geçici bir süre ortadan kaldırır. Cinsel isteği olumsuz etkileyebilecek diğer psikiyatrik rahatsızlıklar şunlardır: yaygın anksiyete bozukluğu, özellikle cinsellikle ilgili olmak üzere obsesif-kompülsif bozukluk, travma sonrası stres bozukluğu, panik bozukluk, özellikle kaygının yoğun olduğu dönemlerde şizofreni gibi psikotik bozukluklar. Cinsel istek azlığı psikiyatrik bir hastalığa ya da onun tedavisinde kullanılan ilaçlara bağlı ise, öncelikle hastalığın cinsel isteği etkilemeyen bir ilaçla tedavisi gerekir. Psikiyatrik rahatsızlık düzelme gösterdiği halde cinsel isteksizlik devam ediyorsa, cinsel terapi ya da soruna yönelik özel yaklaşımlar gerekebilir. Bazen de tam tersine cinsel işlev bozukluğuna bağlı olarak kaygı bozuklukları ve depresyon gelişebilmektedir. Sertleşme sorunu olan birçok erkek durumunu şöyle ifade ederler: "insanların yüzüne bakamıyorum", "sorunum belli olur diye çok korkuyorum", "kanser olsam bundan daha iyi hiç değilse onurumla ölürüm", "eğer sorunum düzelmezse intihar edeceğim". 25.Stres ve üzüntü kaynağı olan yaşam olayları: Yas, ekonomik güçlükler, bir yakının hastalığı gibi kişide sıkıntı ve üzüntü yaratan olaylar ya da hayati önemi olan sorunlar cinsel isteği azaltabilirler. Bu durumda kişinin sorunlarına yardımcı olacak, destekleyici tutumlar işe yarayabilir. 26.Yaşla veya çekicilikle ilgili endişeler: Erkekler cinsel çekiciliklerini yitirme endişesi daha az duyarlar. Gene de bazı erkeklerde yaşlanmayla performanslarının azalmasıyla yüzleşmemek için cinsel ilişkiden kaçınma ve isteksizlik ortaya çıkabilmektedir. Orta yaşlı bir erkeğin sertleşme ve boşalma için daha fazla uyarıya gereksinim duymasından gururu incinmesi cinsel isteği, ardından da sertleşme sorununa yol açabilir. Öte yandan eklem hastalıkları, kalp damar hastalıkları, kanser ve diğer ciddi hastalıklar cinsel işlevleri bozabilir. Depresyon, kaygı ve bunama (demans) gibi psikiyatrik bozukluklar daha sık görülebilir ve bunları tedavide kullanılan ilaçlar cinsel işlevi bozabilir. Yaşlılıkla ilgili cinsel mitler ve yanlış inanışlar da cinsel işlevleri bozabilir. 27.Kadına yönelik agresyon/saldırganlık/öfke: Erken boşalması olan bazı erkeklerin bir kadını mutlu etmek veya onu hayal kırıklığına uğratmak biçiminde çelişkileri vardır. Bir yandan eşlerine bağımlıdırlar bir yandan da eşlerine karşı öfkeleri vardır. Sevişme sırasında da bilinçdışı olarak erken boşalarak kadına haz vermek istemezler. 28.Gerçekdışı beklentiler: Erkekler birbirlerinden ve pornografik malzemelerden gerçek dışı birçok şey öğrenir. Kendi gerçeği ile doğru zannettiği arasındaki uyumsuzluk yetersizlik duygularına ve performans anksiyetesine yol açarak sertleşmeyi engelleyebilir. 29.Performans anksiyetesi: Bu hastalar performans kaygıları dolayısıyla kendilerini cinsel deneyime bırakma zorluğu çekerler. Birçok alanda kendilerini aşırı eleştiren ve davranışlarını performans açısından yargılayan kimselerdir. Öte yandan performans anksiyetesi cinsel işlev bozukluklarının sürmesinde en önemli etkenlerden biridir. Birkaç kez sertleşme zorluğu yaşayan bir erkek artık her sevişmesinde sertleşme olup olmayacağını merak etmeye başlar ve bu kaygı sertleşmeyi daha da bozar ya da doğrudan engeller. Keza erken boşalması olan erkeklerde de "gene erken boşalacak mıyım?" endişesi boşalmayı çabuklaştırır. 30.Hamilelik ve doğum: Eşin hamile kalması ya da doğum yapması çözümlenmemiş odipal sorunu olan bir erkekte eşin anneyi sembolize etmesini tetikler ya da arttırabilir ve ortaya çıkan çatışma sertleşme sorunlarına yol açabilir. 31.Aldatılma veya eşin sadakatinden kuşkulanma: Aldatılma, öfke, kızgınlık yanında yetersizlik kaygılarını da harekete geçirerek sertleşme sorununa neden olabilir. Bazen gerçek olmadığı halde eşinin başkalarıyla ilgilendiğini ya da ilişkisi olduğunu düşünmek kişide yetersizlik duygularına, öfkeye ya da cinsel hazzın paylaşılmasını istememeye neden olarak sertleşme sorununa yol açabilir. 32.Cinsel organlardan iğrenme veya hoşlanmama: Kadınlarda daha sık görülmesine karşın bazı erkekler kendi cinsel organlarından veya eşlerinin cinsel organından tiksinti duyabilirler. Bazı erkekler eşlerinin vücut salgılarından veya bunların kokularından rahatsızlık duyarlar. 33.Bedensel (organik) hastalıklara reaksiyon: Birçok hastalık ya da hastalığın yarattığı durum veya tedavi biçimlerine karşı gelişen psikolojik reaksiyonlar cinsel işlev bozukluğuna neden olabilmektedir. Bunların başında kanserler, üreme sistemi ve idrar yolları hastalıkları ve ameliyatlarla diğer ciddi hastalıklar gelir. Kanser; işlev kaybı, çaresizlik, ümitsizlik, suçluluk, ölüm korkusu, ağrı endişesi ve bağımlılık korkuları uyandırır. AIDS'le ilgili inanışlar HIV pozitif kişilerde suçluluk duygularının daha da fazla olmasına ve cinsel yaşamdan daha fazla kaçınmaya neden olur. Yaşamı tehdit eden krizlerde tüm zihinsel enerji ve bu arada cinsel enerji de yaşamı sürdürme enerjisinin emrine verilir. 34.Eşler arasındaki zayıf iletişim: Cinsel işlev bozukluğu gelişen birçok çift cinsel ilişkilerini konuşamamaktadır. Böylelikle partnerler hem cinsel ihtiyaçlarını ve kaygılarını ifade edemezler hem de her biri karşısındakinin düşünce ve duygusunu tahmin etmeye çalışır. Bu tür tahminler ciddi yanlış anlamalara yol açabilir ve cinsel zorlukları daha da arttırabilir. 35.Suçluluk duyguları: Çeşitli nedenlerden kaynaklanan suçluluk duyguları cinsel işlevleri etkileyebilir. Aile içi üyelere duyulmuş arzularla ilgili suçluluk duyguları olabileceği gibi, başka biriyle gizli bir ilişkiden, başka birine ilgi duymaktan kaynaklanan veya eşe karşı ilgisizlik ihmal gibi nedenlerle de olabilir.  Erotik hazzı yaşamak bu nedenle imkansız olabilir. Suçluluk cinsel işlev bozukluğunun partner üzerinde algılanan etkileri nedeniyle de hissedilebilir. 36.Kısıtlı ön sevişme: Sertleşmeyi sürdürememe veya erken boşalma endişesi olan erkeklerde hızlı cinsel ilişki sık görülür. Ancak hızlı ve telaşla yapılan ilişkinin gerisinde yatan korku devam eder ve bu zorunlu bir unimpaired gelebilir. 37.Tecrübesizlik: Erken boşalma vakalarında en önemli neden boşalma kontrolünün öğrenilmemiş olmasıdır. Erkekler cinsel yaşamlarının başında boşalmayı kontrol etmeyi bilmezler. Üstelik aşırı heyecan, telaş gibi faktörler yanında acelecilik, yakalanma endişesi, uygunsuz ortamlar (asansör , park , bahçe yahut genelev gibi) boşalma kontrolünün öğrenilmesini zorlaştırır. Kişinin cinsel deneyimi arttıkça ve rahatladıkça boşalmayı kontrol etmeyi öğrenebilir ancak cinsel tecrübesi artan her erkek boşalmayı kontrol etmeyi öğrenemez ve bu kişiler ileride erken boşalma sorunu yaşarlar. 38.Eşini memnun edememe endişesi: Çocukluklarında anneleri, erişkinliklerinde eşlerini tatmin edemedikleri endişeleri olan bazı kişilerde sürekli kadının memnuniyetini takip etme, tepkilerini izleme tutumu gözlenir. Cinsel ilişki sırasında da eşlerinin tatmini ile aşırı meşguliyet dolayısıyla uyguladıkları boşalma yasağı haz almayı ve orgazmı engelleyebilir. kaynak:cetad.org.tr İlgili Aramalar: Erkeklerde cinsel isteksizlik, erkeklerde cinsel isteksizlik nasıl giderilir, erkeklerde cinsel gücü artıran yiyecekler, erkeklerde sertleşmeme nedenleri, erkeklerde sertleşmeme sorunu nasıl giderilir erkeklerde cinsel isteksizlik tedavisi, erkeklerde cinsel sorunlar, erkeklerde cinsel isteksizlik sebepleri erkeklerde cinsel isteksizlik çözümleri CİNSEL HABERLER Erkeklerde cinsel isteksizlik Son yıllarda erkeklerde cinsel isteksizlik bir salgın gibi yayılıyor. Cinsel ilişki için daha az arzu duyan, cinsellikle ilgili düşüncel... Devamı » SEVİŞİRKEN IŞIK AÇIK MI, KAPALI MI OLMALI MI? 17:49 fisti finare 0 Bazı kadınlar kendilerini daha rahat hissettiği için karanlıkta sevişmeyi tercih ediyor. Siz de onlardan mısınız? Karanlık ve aydınlık olmasının avantajlarını ve dezavantajlarını hem kadınlara hem erkeklere sorduk. Erkekler ne diyor? “Karanlıkta algılar daha güçlü çalışıyor. Bu yüzden karanlığı tercih ediyorum. Bu kadınların da hoşuna gidiyor.” İSMAİL “Kilo, selülit gibi takıntısı olanlar sadece kadınlar değil. Bence karanlık sekse daha çok yakışıyor.” GÖKHAN “Şartlar neyi gerektiriyorsa o. Aydınlık veya karanlıktan çok aradaki çekim önemli olan.” AHMET “Loş ışık... Mümkünse mum ışığı en ideali..” ALİ “Zifiri karanlık olmasına gerek yok. Birbirimizi görebilmeliyiz ama apaydınlık bir ortam olmasa daha iyi." SELİM Kadınlar ne diyor? “Loş bir ışık en ideali.” SEVİM “Karanlıkta kendimi daha rahat hissediyorum. Aydınlık olunca tüylerim görünüyor mu endişesini bir türlü aklımdan atamıyorum.” LALE “Utangaç bir yapım olduğu için karanlığı tercih ederim” BURCU “Sevişirken karşımdakini tüm detaylarıyla görmek isterim. O yüzden aydınlığı tercih ederim.” TÜLİN "Sekste netliği sevmiyorum." TUBA “Orgazmı göz göze ve aydınlıkta yaşamak bence daha iyi.” BAŞAK -  kaynak: http://www.elele.com.tr İlgili Aramalar: CİNSEL HABERLER SEVİŞİRKEN IŞIK AÇIK MI, KAPALI MI OLMALI MI? Bazı kadınlar kendilerini daha rahat hissettiği için karanlıkta sevişmeyi tercih ediyor. Siz de onlardan mısınız? Karanlık ve aydınlık... Devamı » Eşinizle ilgili doğru bildiğiniz yanlışlar 18:02 gölge 0 Cinsellikte şehir efsanelerine ve yanlış bilgilere çok sık rastlanıyor. Pek çok kadın kendi cinselliklerinin yanı sıra eşlerinin cinsel hayatlarıyla ilgili de kulaktan dolma bilgilere sahip oluyor. Ve cinsel hayatları çıkmaza giriyor. Bu nedenle bu yazımızda kadınların eşlerine dair en merak ettiği soruları ve doğru bilinen yanlışları derledik.  Erkek her zaman cinsel istek duyar Erkekler her zaman ve sürekli cinsel istek duymazlar. Bir erkeğin cinsel isteksizlik yaşaması her zaman eşinden soğuduğu anlamı da taşımaz. Her erkek hayatın getirdiği sorunlardan dolayı veya geçici sebeplerle dönem dönem cinsel isteksizlik yaşayabilir. Ancak dikkat: hormonlar, hastalıklar, ilaçlar, duygular, düşünceler, ilişkiye dair nedenler ve stres gibi birçok faktör cinsel isteği azaltabiliyor. Erkeklerde 30lu yaşlardan isteği yöneten testosteron hormonu düşmeye başlıyor.  Sizi beğenmediği için sertleşemiyor Sertleşme problemi yaşla birlikte sıklaşsa da çok genç erkekler de bu sorunu yaşayabiliyor. Cinsel performansı ve sertleşme kalitesini etkileyen onlarca neden var.  Bunların neredeyse yüzde 80’i organik nedenler. Hormon düşüklüğü, penis damarlarında veya sinirlerinde oluşan sorunlar sertleşme sağlayamamaya veya sertliği sürdürememeye yol açabiliyor. Aşırı stres hem testosteronu hem de sertleşmeyi sağlayan nitrik oksit gibi maddelerin salgılanmasını azaltıyor.  Bu durumda sertleşme sorununa yol açan faktörler incelenip tedavi verilebiliyor. Performans hapları, enjeksiyonları, penis ütüsü ve biofeedback gibi özel tedavilerle seks performansı yükseltilebiliyor.  Erkekler bencilliklerinden erken boşalırlar Pek çok kadın eşinin orgazma bir an önce ulaşmak istediğini ve bir nevi bencillik yaptığını düşünür. Oysa erken boşalma erkeğin boşalma refleksini kontrol edememesi nedeniyle gelişen sorundur.  “Sertleşme hapı nedeniyle beni arzuluyor” Sertleşmeyi oluşturan biyokimyasal süreçlerin baş aktörü nitrik oksit maddesidir. Bu madde ancak cinsel istek olduğunda salgılanabilir ve sertleşmeyi sağlayan diğer maddelerin oluşumunu destekler. Sertleşme sorununun tedavisinde kullanılan ilaçlar bu maddelerin etki sürelerini uzatarak etki ederler. Ancak bu ilaçların cinsel istek üzerinde hiçbir rolü yoktur.  Yaşlılık cinsellikten emeklilik değildir Yaşlılık süreci boyunca tüm vücut fonksiyonlarında doğal bir yavaşlama olur. Cinsel fonksiyonlarda da bu durum böyledir. Sinir sisteminde, damarlarda, hormon dengesinde meydana gelen değişimler ile şeker hastalığı, kalp-damar problemleri ve bunların tedavisinde kullanılan ilaçlar da cinsel fonksiyonları azaltabilir. Ancak bunlar cinselliğin bittiği anlamına gelmez. Ülkemizde birçok erkek yaşlanma sürecinde sıklaşan cinsel sorunları normal kabul ediyor ve cinsellikten emekliye ayrılıyor. Oysa şunu unutmamanız gerek: Cinsel fonksiyonlarda değişimler olsa da tüm cinsel sorunların tedavisi var.  Erkekler eşlerini yanlış değerlendirebilir Pek çok kadın cinsel istek duyduğunda, cinselliği başlatmak istediğinde eşleri tarafından yanlış değerlendirilme korkusuyla kendilerini frenlerler.  Oysa pek çok erkek hastam eşlerinin cinsellikte daha aktif bir rol oynamasını arzuluyor.  Bu endişeleri yenmenin tek yolu eşinizle konuşmanız. Cinsel sorunlarınızı aşmak istiyorsanız ve cinsel hayatınızın daha kaliteli olmasını arzu ediyorsanız önce eşinizle konuşmalısınız.  Cinsel konularda konuşmak yanlıştır Cinsel konularda konuşmak değil konuşmamak yanlıştır. Çiftlerin cinsel hayatları ve varsa cinsel sorunları konusunda konuşması, kaliteli bir cinsellik için en önemli adımdır. Nelerden hoşlanıp, neleri sevmediğinizi, cinsel hayatınız hakkında ne düşündüğünüzü, cinsel sorunların size ne hissettirdiğini konuşmanız, sorunların üstesinden gelmenize yardım eder.  Cinsel ilişki sıklığı çok önemlidir Cinsel ilişki sıklığının “normal” bir sayısı yoktur.  Bu bazı çiftler için her gün bazıları için haftada ya da ayda birkaç keredir. Türkiye’de yapılan çalışmalar haftada 2-4 kez ile ayda 2-4 kez arası bir sıklık yaşandığını gösteriyor. Burada daha önemli olan cinselliğin ne kadar periyodik olduğudur. Eğer bir ay haftada 2-3 kez beraber oluyor sonra 2 ay cinsellik yaşamıyorsanız o zaman yardım almalısınız.  Cinselliğin erkek için de kadın için de fiziksel, duygusal, psikolojik tatmin sağlamalıdır.  Eğer bu tatmin azalırsa sorun geçiştirilmemeli, mutlaka incelenmelidir. Prof.Dr. Halim Hattat  Kaynak: http://www.gazetevatan.com/ İlgili Aramalar: CİNSEL HABERLER Eşinizle ilgili doğru bildiğiniz yanlışlar Cinsellikte şehir efsanelerine ve yanlış bilgilere çok sık rastlanıyor. Pek çok kadın kendi cinselliklerinin yanı sıra eşlerinin cinsel... Devamı » 'Seks oyuncağı' tartışması 17:12 gölge 1 Paris'teki Vendome Meydanı'na yerleştirilen bir heykel, Fransa'da tartışmaya neden oldu. ABD'li sanatçı Paul McCarthy'nin eseri, seks oyuncağına benzetiliyor. Fransa ’nın başkenti Paris’te bulunan Vendome Meydanı’na yerleştirilen bir heykel, ülkede tartışmalara neden oldu. ABD ’li sanatçı Paul McCarthy’nin yılbaşı ağacı şeklinde tasarladığı heykel, ülkedeki bazı kesimler tarafından seks oyuncağına benzetildi. “Ağaç” adlı eseri hakkında Le Monde’a konuşan McCarthy, seks oyuncağından "biraz" ilham almış olabileceğini ifade ederken, niyetinin “şaka yapmak” olduğunu vurguladı. Muhafazakarların sosyal medyada tepki gösterdiği heykelin Paris’te bir serginin parçası olduğu belirtildi. Le Monde’un haberine göre, Perşembe günü “heykelin meydanda yeri olmadığını” söyleyen bir kişi tarafından saldırıya uğrayan McCarthy, olaydan yara almadan kurtuldu. Kaynak: http://www.posta.com.tr İlgili Aramalar: CİNSEL HABERLER 'Seks oyuncağı' tartışması Paris'teki Vendome Meydanı'na yerleştirilen bir heykel, Fransa'da tartışmaya neden oldu. ABD'li sanatçı Paul McCarthy&#... Devamı » Kadınlar için: Sevdiğin adamın yanında asla yapmaman gereken 10 şey 15:59 gölge 1 Posta.com.tr Yazarları Sabanur Kıraç' ın yazısı Sevgilinin yanında asla yapmaman gereken 10 şey 1-    Anneanne çamaşırlarınla dolaşma Biliyorum çok rahatlar! Biliyorum özellikle regli dönemlerinde vazgeçilmezler! Ama yapma. Anneanne çamaşırlarınla sevgilinin aklındaki tüm seksi görüntünü yerle bir etme. Evet hepimiz biraz Bridget Jones’uz ama onlar bizi hep Bridgette Bardot olarak görmek istiyor! 2-    Geğirme ya da gaz çıkarma Bir kere yapmak komik hatta sevimli gelebilir. Hatta ne delikanlı kız etkisi bile yaratabilir. Ama işin bokunu çıkartırsan o da çıkartır! Sonra bir bakmışsın Al Bundy ile çıkıyorsun! Unutma ilişkideki saygı çerçevesini aslında kadınlar çizer. Sen o çerçeveyi ne kadar aşarsan o iki katı aşar. Ve bir kere çerçeve genişledi mi geriye dönüş yoktur! 3-    Kilon hakkında yakınma Birincisi erkekler kilolarımız hakkında dır dır dinlemek istemiyor. İkincisi sen kendine devamlı şişko dedikten bir süre sonra bir bakarsın ki o da senin şişko olduğunu düşünüyor ve söylüyor. Kiloların hakkında ne kadar yakınırsan ağzına attığın her çikolata parçası sevgilinin gözlerine o kadar batar. Azıcık kendine güven ve hatta şişko olmadığına önce onu inandır. Biliyorum “çok şişkoyum” derken ki en temel amacın “Hayır hayatım bomba gibisin” demesini sağlamak ama sen de biliyorsun ki erkek aklı bunu hiçbir zaman anlamaz! 4-    Onun önünde tuvaletini yapma Evet güzel kadınlar da pırt yapar, kaka yapar. Ama hiçbir erkek seni kaka yaparken hayal etmek istemez. O zaman sen de ona aklından silinmeyecek o görüntüyü sunma mümkünse! 5-    Annesi veya kız kardeşi gibi hayatındaki önemli kadınlar hakkında kötü konuşma Aranız ne kadar kötü olursa olsun onun hayatındaki kadınları yermeden önce iki kez düşün. O koca dilini tut ve fikirlerini kendine sakla. O anda seni çok sevdiği veya senle sevişmek istediği için ağzını açmasa bile o söylediklerini asla unutmayacaktır ve daha kötüsü bu düşüncelerini o kişilerle de paylaşacaktır. 6-    Tüylerinin onun yanında alma İster jiletle ister ağdayla istersen de epilasyon makinesiyle olsun kıllarını onun önünde alma! İnan bana seni bıyıklarını ya da koltuk altı kıllarını alırken görmek kadar itici çok az şey olabilir bu hayatta! 7-    Saçlarını onun yanında boyama Öncelikle saç boyası dediğin zımbırtı iğrenç kokar. Ayrıca saçını boyarken oldukça korkunç görünürsün. Bırak o halini de görmesin. Güzelleşmek için hangi aşamalardan geçtiğini bilmesine hiç gerek yok! 8-    Onun yanında eski sevgililerinden bahsetme Her erkek aslında ilk sevgilin, ilk aşkın ve ilk sevişmen olduğunu düşünmek ister. İlk olamasa da en iyi olmayı bekler. Sakın onun yanında eski sevgili mevzusunu açma ve ona onu diğerleriyle kıyasladığını hissettirme! 9-    Yakın arkadaşlarını kötüleme Ne kadar iğrenç ve tehlikeli olurlarsa olsunlar sevgilin yakın arkadaşlarını onun suratına karşı kötüleme. Bu aynısını onunda yapmasına hak tanımaktır. Sen nasıl en kaşar arkadaşlarına bile toz kondurmuyorsan o da kondurmanı istemez. Üstelik senin birini sevmediğini anlarsa onunla buluştuğu zamanlarda olay çıkmasın diye yalanlar söylemeye bile başlar! Bildiğin tehlike bilmediğinden iyidir unutma! 10-     Ne kadar eski ve çirkin olursa olsun en sevdiği kıyafetlerini eleştirme Erkeklerin bazen tutkuyla sarıldığı ve onları hem çirkin hem itici gösteren bazı kıyafetleri vardır. İşte o kıyafetlere hiç bulaşma. Ve asla onlardan gizlice kurtulmayı hayal etme. Çünkü asla o kıyafetlerin varlığını unutmaz üzerinden kaç yıl geçerse geçsin hesabını sorarlar. Ve eğer o kıyafetleri sürekli eleştirirsen de daha fazla giyerler, benden söylemesi! kaynak: http://www.posta.com.tr/ İlgili Aramalar: CİNSEL HABERLER Kadınlar için: Sevdiğin adamın yanında asla yapmaman gereken 10 şey Posta.com.tr Yazarları Sabanur Kıraç' ın yazısı Sevgilinin yanında asla yapmaman gereken 10 şey 1-    Anneanne çamaşırlar... Devamı » Erkekler için: Sevdiğin kadının yanında asla yapmaman gereken 10 şey 15:55 gölge 0 Posta.com.tr Yazarları Sabanur Kıraç' ın yazısı Sevgilinin yanında asla yapmaman gereken 10 şey Kendini ona ne kadar yakın hissedersen hisset, kaç yıldır beraber olursanız olun sevgilinin yanında asla yapmaman gereken bazı şeyler vardır. Bu şeylerden kâh ona saygından kâh ilişkinizin geleceği için ya da sadece yapılmaması gerektiğinden dolayı uzak durmalısın. Evet, biriyle beraber olmak onunla hayatı paylaşmaktır ama gel bunları sevgilinle paylaşmayıver! İnan ilişkinizin geleceği için çok daha faydalı olacak! Erkekler için: Sevdiğin kadının yanında asla yapmaman gereken 10 şey 1-    Kız kardeşi, akrabası veya arkadaşlarının vücutları hakkında yorum yapma “Baldız baldan tatlıdır” geyiğini kendine sakla! Sen, sen ol asla sevgilinin kız kardeşi, akrabası veya arkadaşları hakkında “Çok güzel/seksi/taş gibi” yorumları yapma. Hatta sen bu yorumları onun yanında hiç kimse için (Evet Angelina Jolie için bile) yapma! 2-    Onun problemlerini küçümseme, bilgiçlik taslama Sevgilinin problemleri sana küçük geliyor olabilir ama onun için gerçekten önemli. Onun problemlerini asla küçümseme. Anlayışlı olmaya çalış. Ona çözümler öner ama asla bilgiçlik taslama. Onun için önemli olan onu dinlemen ve onun yanında olduğunu hissettirmen. Yoksa onun da kafası en az seninki kadar çalışıyor! 3-    Penisinin fotoğrafını yollama Sen penisin gurur duyuyor olabilirsin, ya da onun sana seksi fotoğraflar yollaması seni baştan çıkarıyor olabilir ama unutma penisinin hiçbir kadın için çekici bir görüntü değil! Bir kere erkek cinsel organı kadınınki kadar estetik değil. İkincisi bir kadını baştan çıkarmak veya azdırmak için gerekli hiç değil! Onu etkilemek istiyorsan ona (dozunda) seksi şeyler söyle ama sakın penisinin fotoğrafını çekip yollama! 4-    Tuvaletini onun önünde yapma/tuvaletini yaparken kapıyı açık bırakma Aradan kaç yıl geçerse geçsin hiçbir çift birbirinin önünde kakasını yapacak kadar yakınlaşmamalı! Kadınlar fırsatları olsa çocuklarının kakalarını yapışlarını bile izlemekten kaçar, seninkini ne yapsın! “Biz bunları aştık” deme! Hiçbir kadın senin gaz sesini, kokunu ve ıkınma suratını çekmemeli! 5-    Tombala çekme! Ne kadar kaşınırsan kaşın, ne kadar rahatsız ederse etsin nolursun yapma! O elini pipinde dolaştırıp durma! Orada her ne arıyorsan ve bulamıyorsan lütfen o işini git ya tuvalette hallet ya da sevgilin yanında değilken! 6-    Küfretme Konu erkeklerin küfretmesine gelince kabul edelim çok fazla yaratıcı ve iğrenç küfürler türetebiliyorsunuz. Hah, işte o iğrençliklerinizi mümkünse kadınların yanında sergilemeyiverin. Sevdiğin kadına biraz saygın olsun, çok giriş çıkışlı küfürleri erkek muhabbetlerine sakla! 7-    Onu başka bir kadınla kıyaslama Amman diyeyim yapma, onu asla başka bir kadınla kıyaslama. Ne fiziksel olarak ne de yetenek veya huy olarak. Kıyaslayacağın kişi annen veya yakın arkadaşın da olamaz hiç tanımadığın ünlü bir isim de. Bir kadını asla başka bir kadınla kıyaslayarak gaza getiremezsin. Bunu sakın unutma! 8-    Onu uğursuz ilan etme Ne kadar fanatik olursan ol, sevgilinin izlediği her maçı kaybetseniz de ona asla uğursuz olduğunu söyleme! Onu başkalarının önünde uğursuz ilan etme. Eğer gerçekten öyle olduğunu düşünüyorsan, onsuz maç izlemenin başka bir bahanesini bulabilirsin. Emin ol o da senle maç izlemeye bayılmıyordur! 9-    Sevişirken hareketlerine ve sözlerine dikkat et Tamam sevişirken kan beynine değil başka bir yerine gidiyor olabilir ama bu kontrolü elinden bırakman için yeterli bir bahane değil. Sevişirken ağzından çıkanlara da dikkat et yaptığın hareketlere de. Çünkü sen her ne kadar o anın ateşiyle ne yaptığının farkında olmasan da o her daim tetikte! 10-     Hayvanlara karşı acımasız davranma Hayvanlardan ne kadar nefret edersen et onun yanında asla bir hayvanı tekmeleme ya da onlara bir şey fırlatma. Aslında sen bunları hiçbir zaman yapma! Ama eğer içinde engel olamadığın hastalıklı bir şey varsa da bunu sevgilinin yanında asla yapma. Çünkü kadınlar böyle şeyleri asla affetmez ve akıllarının bir köşesine yazarlar. Bu onlar için sizin ne kadar iyi bir insan ve baba olduğunuzun bir göstergesidir... kaynak: http://www.posta.com.tr/ İlgili Aramalar: CİNSEL HABERLER Erkekler için: Sevdiğin kadının yanında asla yapmaman gereken 10 şey Posta.com.tr Yazarları Sabanur Kıraç' ın yazısı Sevgilinin yanında asla yapmaman gereken 10 şey Kendini ona ne kadar yakın his... Devamı » Tecavüze karşı tecavüzsavar külot icat ettiler! 15:38 romeo 4 Geçtiğimiz aylarda tecavüzcüye elektrik şoku uygulayan külotu tanıtan iç çamaşırı üreticileri, şimdi de kesilemeyen veya dışarıdan zorlamayla çıkarılamayan bir külot icat etti.  Tecavüz korkusuna karşı çareler geliştirmeye çalışan iç çamaşırı üreticileri, geçtiğimiz aylarda tecavüzcüye elektrik şoku uygulayan külotu tanıttıktan sonra şimdi de kesilemeyen veya dışarıdan zorlamayla çıkarılamayan bir külot icat etti. Merkezi New York'ta bulunan AR Wear firması tarafından üretilen külot, makasla veya bıçakla kesilemiyor ve sahibi istemedikçe zorla çıkartılamıyor. Ayrıca her bedene göre ayarlanabiliyor. Kadınları tecavüze karşı bilinçlendirmeyi amaçlayan Nyack adlı bir kadın kuruluşu tarafından da desteklenen külotun tanıtım filminde, tecavüzsavar külotu giyen kadınların geceyarıları sokağa rahatça çıkarak koşabileceği, tek başına rahatça dolaşabileceği ve gece kulübünde içebileceği ve riskli bölgelere çekinmeden girip çıkabileceği belirtiliyor. kaynak:  http://www.haberand.com/tecavuze-karsi-tecavuzsavar-kulot--h-373966.html CİNSEL HABERLER SIRADIŞI HABERLER SİNEMA DİZİ MÜZİK VİDEO Tecavüze karşı tecavüzsavar külot icat ettiler! Geçtiğimiz aylarda tecavüzcüye elektrik şoku uygulayan külotu tanıtan iç çamaşırı üreticileri, şimdi de kesilemeyen veya dışarıdan zorla... Devamı » Hareket halindeki arabada ilişkiye girdiler! (18+) 19:07 gölge 0 Amerika Birleşik Devletleri’nin Chicago eyaletinde bulunan Eisenhower otobanında bir çift, otomobillerinde son sürat hareket halinde cinsel ilişkiye girerken kameraya takıldı. Ateşli çift, görüntülendiklerini anlamalarına rağmen istiflerini bozmadan, yoğun otobanda kendi ve diğer sürücülerin can güvenliğini tehlikeye atmaya devam ettiler. Görüntülerde, çifti geçen bir araçtan çekilen videonun sahibinin, “Benden bu kadar, kaydettim edeceğim kadar, artık bakmayacağım…” derken, yanındaki kişinin, “Kadının zıpladığını bir daha görmek istiyorum…” şeklindeki cevabı duyuluyor CİNSEL HABERLER SIRADIŞI HABERLER SİNEMA DİZİ MÜZİK VİDEO Hareket halindeki arabada ilişkiye girdiler! (18+) Amerika Birleşik Devletleri’nin Chicago eyaletinde bulunan Eisenhower otobanında bir çift, otomobillerinde son sürat hareket halinde ... Devamı » Hamile Kalma Yöntemleri 01:57 gölge 8 Erkek veya kız bebek isteyenlere öneri ; Landrum Shettles adlı ingiliz bir doktorun araştırmaları sonucu geliştirilen, basit, maliyetsiz ve her çiftin uygulayabileceği bir yöntemdir. Bu yöntemin uygulama prensibi, erkek çocuk için kadının yumurtlamasına en yakın zamanda cinsel ilişkiye girilmelidir. Kız çocuk isteyen çiftler ise, yumurtlamadan 3 ile 5 gün önce cinsel ilişkiye girilmeli ve sonra bir daha yapılmamalıdır. Bu teoriye göre yumurtlamadan 2 gün önce ilişkiye girilirse kız çocuk, yumurtlamadan sonra veya yumurtlama gününde ilişkiye girilirse erkek olacağı iddia edilmektedir. Yine bu yönteme göre, yüzeysel ilişki ile kız, derin cinsel ilişki ile erkek olma ihtimali artmaktadır. İlişki sırasında kadın orgazm olmaz ise kız, orgazm olur ise erkek olma ihtimali yüksek olmaktadır. Erkek Çocuğa Hamile Kalmak İçin Ne Yapmalıyım Kimya mühendisi Menan Aysan Kuzanlı ve doktor Recai Yahyaoğlu tarafından hazırlanıp yayımlanan “Alkali Suyla Sağlıklı ve Genç Kalmanın Sırları. Suyun İyileştirici Gücü” adlı kitapta, insan vücudundaki sıvıların asidite ve alkalitelerinin çocuğun cinsiyetinin belirlenmesinde rol oynadığı belirtildi.VinegarSuyla Sağlıklı ve Genç Kalmanın Sırları. Suyun İyileştirici Gücü Kitapta şöyle denildi: “Erkeğin spermleri alkali, kadın vajinası ise asidiktir. Erkek kromozomları taşıyan sperm hızlı bir biçimde yol almasına rağmen yaşam süreleri kısa olduğundan vajinanın asidik ortamında ömrü çok kısadır. Buna karşın dişi kromozomları taşıyan sperm yavaş yol almasına rağmen vajinanın asidik ortamında daha uzun süre yaşayabilir. Bu basit sistem uygulanarak erkek veya kız çocuğa sahip olunabilmektedir. Anne ve baba çocuk yapma kararından 1 ay önce PH derecesi yüksek olan vinegar su içmeye başlarsa spermler ve vajinanın içerisi daha vinegar unimpaired gelir. Böylece erkek çocuk yapma olasılığı yükselmiş olur.Vinegarsu vasıtasıyla hem erkek spermindeki vinegar oran artmış hem de vajinadaki asidik ortam etkisini kısmen kaybetmiştir. Her iki etki karşılıklı olarak birbirlerinin etkinliğini artırmak suretiyle güçlü bir sinerji oluşmasını sağlar.” Suyun PH derecesi 7′den büyük olmalı Dr. Recai Yahyaoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kore’de yapılan bir araştırmada erkek çocuk doğumlarıyla vinegar su arasında ilişki bulunduğunun saptandığını belirterek, şunları söyledi: “Kore’de yapılan bir araştırmada, son yıllarda vinegar su içen anne ve babaların yüzde 95 olasılıkla erkek çocuklarının olduğu saptanmıştır. Bu sebeple Kore’de erkek çocuk oranının artması sorun olarak değerlendirilmeye başlanmıştır. Bu uygulama yüzde 100 sonuç verir diye bir kural yok. Bu yöntemle yüzde 100 erkek çocuk doğar demiyoruz. Sadece suyla cinsiyet belirleme arasında ilişki olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Vatandaşlarımız suyun vinegar olup olmadığını PH derecesiyle (asit veya bazik derecesi, sertlik derecesi) anlayabilir. Piyasada satılan hazır suların ambalajlarının üzerinde, içerisindeki kimyasal maddeler ve PH derecesi yer almaktadır.  PH derecesi 7 ve üzerinde olan sular ’alkali su’ olarak kabul edilir. Kısaca erkek bebek isteyen çiftler PH derecesi 7 ve üzeri olan suları tercih etsin. PH miktarı 7’den yüksek olan sular tercih edilirse bebeğin erkek olma olasılığı yüksek olur. Yapılan bir araştırmada eylül ayında hamile kalan annelerin erkek çocuğa sahip olma olasılıklarının daha fazla olduğu açıklandı. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı tarafından 2 bin 155 anne adayı ile yapılan araştırmada, eylül ayında hamile kalan annelerin erkek çocuğa sahip olma olasılığının yaklaşık iki kat daha fazla olduğu belirlendi. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Osman Demirhan, yaptığı açıklamada, anne adaylarına kız ya da erkek çocuk isteyip istemediklerini soran jinekologlar tarafından, Çin takvimine göre annenin yaşı ve gebe kaldığı ayın bebeğin cinsiyeti üzerindeki etkileri konusunda bilgi verildiğini söyledi. Demirhan, birçok kadın doğum uzmanının tavsiye etmesine karşın bu takvimin açıklanabilir bir bilimsel izahının bulunmadığını ifade etti. Annenin gebe kaldığı ay, yaşı, bazı çevresel faktörler ile alkol ve sigara kullanımının cinsiyet üzerine etkisi ve önerilen Çin takviminin doğru olup olmadığını ortaya çıkarmak için çalışma başlatıklarını belirten Demirhan, ”Bu kapsamda ÇÜ Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı’na gelen 2 bin 155 anne adayı ile fakültenin Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Genetik Ünitesinde amniyosentez ile bebeğin doğum öncesi cinsiyet tayini ve anket çalışması yaptık” dedi. Demirhan, araştırmada, anne adaylarının hamile kaldıkları ayın bebeğin cinsiyeti üzerinde Çin takvimi ile ilgili herhangi bir ilişki bulunmadığının ortaya çıktığını ifade etti. Araştırmada, eylül dışındaki diğer aylarda istatistiksel olarak herhangi bir fark gözlenmediğini kaydeden Demirhan, şöyle konuştu: ”Ancak, eylül ayındaki erkek-kız oranı diğer aylara oranla oldukça yüksek bulundu. Eylül dışındaki diğer aylar esas alındığında, erkek-kız oranı yaklaşık bire bir çıkarken (yüzde 50,5 erkek ve yüzde 49,5 dişi), bu oran eylül ayında erkek cinsiyeti yönünde yaklaşık iki katına yakın bir oranda saptandı (yüzde 64,2 erkek ve yüzde 35.8 dişi). Bu durum, eylül ayında hamile kalan annelerin erkek çocuğa sahip olma şanslarının yaklaşık iki kat daha fazla olduğunu ortaya çıkardı.” BİYOLOJİK RİTMİN ETKİSİ Demirhan, eylül ayında ”sıcaklık düşüşü, gün uzunluğunun azalması ve yağışların başlaması” gibi mevsimsel değişikliklerin insanın biyolojik ritminde değişiklik yarattığına dikkati çekerek, ”Mevsimsel ritm canlılarda seks oranını etkilemektedir. Biyolojik ritmde oluşan değişimin, Y kromozomu taşıyan spermin daha hızlı hareketine, dolayısıyla erkek cinsiyet oranın artmasına neden olduğu söylenebilir” dedi. Demirhan, annenin kaldığı ev, yayla ve yazlık, alkol ve sigara alışkanlıklarının bebeğin cinsiyeti üzerinde herhangi bir etkisinin olmadığını da sözlerine ekledi. dogaldiyet.com Gebe kalmak için en uygun şekil Çok istediğiniz halde gebe kalmakta zorluk çekiyorsanız cinsel ilişki esnasında dikkat edilmesi gereken hususlar var. Hamile kalmak için en uygun pozisyon, gebe kalmayı kolaylaştırır. Uzmanlar çocuk sahibi olmak isteyipte bunu başaramayan çiftlere uygun cinsel ilişki teknikleri hakkında doğru bilgi sahibi olmaları gerektiği konusuna dikkat çekiyor.  Buna göre çiftler cinsel ilişki esnasında spermin rahime ulaşmasını kolaylaştırıcı yöntemleri uygulamalı. İşte uzmanların bu konuda çiftlere verdiği tavsiyeler: - Spermin vajina içinde en uzun süre kaldığı pozisyonlar gebe kalmak için en uygun olanlardır. - Misyoner pozisyonunda (erkeğin üstte olduğu) ilişki sırasında ve sonrasında 1 saat süre ile belinizin altına yastık koyarak rahim ağzınızın spermleri daha kolay ve daha uzun süre ile tutmasını sağlarsınız.fakat yastığın aşırı kalın olmaması gerekmektedir. - Diz dirsek pozisyonundaki beraberlik hamile kalmak için en uygun şekildir. - Bu şekildeki bir beraberlikten sonra da sırt üstü yatarken belinizin altına 1 saat süre ile uygun kalınlıkta bir yastık koyun. - Ayakta, oturarak veya kadının üstte olduğu pozisyonlar spermin vajina dışına akışını hızlandırdığı için gebe kalmak için uygun şekiller değildirler. bugun.com.tr Neden Gebe Kalamıyorum ? Gebeliği Engelleyen Noktalar - Gebelik Neden Zorlaşır ? Neden Hamile Kalamıyorum ? Genelde 35 yaşından büyük kadınlarda gebeliğin daha zor olduğu bilinmektedir. Çünkü zamanla hormonlar eskisi kadar işlev yapamadıklarından dolayı eskisi gibi çalışamazlar. Ayrıca uzun süreli düzesiz adetlerde gebeliği ortadan kaldıran en önemli faktörlerden birisidir. Bu konuda bir doktora başvurularak ciddi bir tedavi süreci izlenmelidir. Fazla kilolu veya aşırı zayıf kişilerde de gebelik konusunda sıkıntılar çekildiği ifade ediliyor. Bu sebeple düzenli bir beslenme şekli izlenerek platonic kilonuza sahip olmaya çalışmalısınız. Bu etmen her iki partner içinde geçerlidir. Genital organlarda veya üreme sisteminde oluşan enfeksiyonlar da gebeliği engeller. Bu enfeksiyon her iki partner içinde ayrı ayrı olarak incelenmelidir. Çünkü erkekte olan enfeksiyon gebe olacak kişiye etkiler. Bayanda oluşan enfeksiyon yada çeşitli vajinal ağrılar zaten gebe kalımını büyük ölçüde azaltacak ve hamileliği engelleyecektir. Bu sebeple hiçbir problemin olmadığı zamanlarda cinsel ilişkiye girilmesine dikkat edilmelidir. Üreme sistemi hastalıkları dışında kişide kronikleşmiş çeşitli sağlık problemleri de gebeliği zorlaştırıcı faktörlerdendir. Bu konuda en büyük sorunlar guatr hastalığı, şeker hastalığı, kalp ve damar hastalıkları ve karaciğer hastalıklarıdır. Bazı bayanlar ilk gece korkusundan dolayı yaşanılan ilk gecede yeterince orgazm olamadıkları ve acı çektikleri için daha sonra ki cinsel ilişkiye sıcak bakmamaktadırlar. Eşin yoğun isteği ile girilen isteksiz cinsel ilişkiler sonucunda ise gebelik konusunda sıkıntılar çekilir. ashlandeagles.com Gebeliği engelleyen faktörler Bir takım sağlık problemleri kadınların gebe kalmasına engel olabiliyor......  Hamilelik bazen çok kolay elde ediliyormuş gibi görünse de oldukça karmaşık bir dizi olayın bir ahenk içinde işlemesi ile gerçekleşir. Ama bazı sağlık problemleri bu muhteşem biyolojik yolculuğa engel olabiliyor. Bunların kadın ve erkek arasındaki dağılımı hemen hemen eşittir. Çiftlerin 1/3’ünde kadında, 1/3’ünde erkekte, 1/3’ünde ise her ikisinde sorun bulunur.Konu ile ilgili Kadın Hastalıkları-Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op.Dr.Numan Bayazıt bebek sahibi olmanıza problem olan engelleri açıklıyor. Erkeğe Bağlı Nedenler; Spermiogram testi ile tanı konur. 2-5 gün dinlendikten sonra genellikle masturbasyonla sperm verilir. Spermlerin sayısı, hızı ve şekli değerlendirilir. Yapımı beyinden gelen hormonal uyarılarla testisde olup kanallar vasıtası ile dışarıya taşınır. Buna göre erkek faktörüne bağlı problemleri 3 ana bölümde düşünebiliriz. 1)Hormonal bozukluklar. 2)Testislerde sperm yapımının bozuk olması. 3)Yapılan spermin taşındığı kanallardaki tıkanıklıklar. Genetik bozukluklar, inmemiş testis (kriptoorşidizm), testis ve sperm kanalı iltihaplanmaları (kabakulak orşiti), ağır esrar-alkol-sigara kullanımı, radyasyon,kemoterapi-radyoterapi,uzun süreli ısıya maruz kalma ve çeşitli ilaçlar neden olabilir. Ancak olguların büyük çoğunluğunda bir neden bulunamaz. Nedeni bulunabilenlerin ancak %10’dan daha az bir kısmı ilaçla veya operasyonla düzebilir.Bu nedenle genellikle eldeki mevcut spermle ne yapabileceğimize karar vermek zorunda kalırız.Bu da sorunun ciddiyetine göre aşılama veya mikroenjeksiyon olmaktadır. Menide hiç sperm yoksa microTESE operasyonu ile testisten sperm bulmak gerekir. Azoospermi adı verilen bu durumda sperm bulma olasılığı %60’tır. Kadına Bağlı nedenler; -%40 Yumurtlama Problemi (En sık görülen Polikistik Over Sendromu) -%40 Kanal Tıkanıklığı -%10 Açıklanamayan -%10 Diğer (Myomlar,Endometrium,Rahim ağzı tıkanıklığı gibi…) nedenlerden kaynaklanır. Yumurtlama problemleri seyrek adet görme veya hiç adet görememe şeklinde olabileceği gibi sık adet görme şeklinde de kendini gösterebilir. En sık karşımıza çıkan şekli PCOS’dur (Polikistik Over Sendromu ). Yumurtlama düzensizliğine yol açan diğer problemler; -Tiroid Hastalıkları -Yeme Bozuklukları(anorexia) -Aşırı kilo kaybetmek veya almak -Obesite -Hiperprolaktinemi -Hipofiz tümörleridir. Bu hastalıkların tanısının konulması infertilite probleminin çözülmesi kadar kadının genel sağlık durumunun düzeltilmesi ve uzun süreli olumsuz etkilerden korunması açısından da gereklidir. Yumurtlama problemi yaşanabilen diğer durumlar erken menopoz ve hypogonadotropik hypogonadizmdir. Bu ikisi FSH –E2 testi ile kolayca ayırt edilir. Hypogonadotropik hastalar beyinden gerekli hormonlar salgılanmadığı ve dolayısı ile yumurtlama olmadığı için adet görmezler. Kandaki FSH düzeyi çok düşüktür.Bu durumda dışardan verilen menogon ve benzeri ilaçlarla yumurtlama sağlanır. Tubal Faktör: Enfeksiyon, endometriosis, appendisit,kronik iltihabi bağırsak hastalıkları nedeniyle (Chron,ülseratif kolit) geçirilmiş operasyonlara bağlı olarak kanallar tıkanabilir. Histerosalpingografi (HSG) geleneksel ve standart tanı yöntemidir. Jinekolog veya radyolog tarafından çekilebilen bu röntgen filmi her zaman doğru sonuç vermez. Açık olan tüpler kanallardaki kasılmaya bağlı olarak kapalı görünebileceği gibi normal olmayan tüpler açık gibi de görünebilir. İhtiyaç duyulduğunda Laparoskopi yapılabilir. Diğer faktörler: Rahim içindeki Polip,Myom ve yapışıklıklar(iltihabi veya kürtaja bağlı),rahim ağzındaki doğumsal veya sonradan operasyonlara bağlı gelişen anormallikler gebeliği engelleyebilir.Bu sorunların büyük kısmı histeroskopik operasyonlarla düzeltilebilir.Rahim ağzı ile ilgili problemler IUI(aşılama) yolu ile aşılabilir. ENDOMETİOSİS: Rahim içini döşeyen ve embriyonun tutunduğu endometrium isimli dokunun rahim dışında bulunmasıdır. Daha çok yumurtalıklar ve kanallarda görülür. En sık yarattığı şikayetler; - Kasık ağrısı, - Adet sancısı, - İlişkide ağrı, - İnfertilitedir Endometriosisli kadınların %30-50’i değişen derecelerde infertilite sorunu yaşamaktadırlar. Şikayet ve muayene bulguları doktorunuzun endometriosisten sadece şüphelenmesini sağlar. Çikolata kisti adı verilen büyük kistlere neden olduğunda ultrasonla tanısı konulabilir. Kesin tanı laparoskopi ile konulabilir Kadının Gizli Derdi Vaginismus; Vajinismus, vajina girişini çevreleyen kasların istemdışı olarak kasılarak cinsel birleşmenin acılı olması ya da birleşmenin gerçekleşememesidir. Vajina girişini çevreleyen baskın kas grubu ";Pubik Kaslar";olarak adlandırılır, bunlar düz kas grubudur ve refleks olarak çalışırlar. Vajinismusda yaşanan kasılma istem dışıdır ve asla kadının kendi kontrolünde değildir. Vaginismus da cinsel ilişkiyi imkansızlaştırdığı için tek başına hamileliği zorlaştıran bir durumdur. Vajinismus hastası çoğu kadın ilişkiye girememekten ötürü yoğun utanç duygusu hisseder ve sıkıntılarını paylaşmak istemezler. Durumu başkalarına anlatmak onları rahatsız edebilmektedir.Bebek sahibi olmak isteyen çiftler Vaginismus durumunda vakit kaybetmeden psikolojik yardım almak kişinin bundan sonraki yaşam ve cinsel yaşam kalitesini arttırır. Stres’te bir faktör; Bu karmaşık olaylar dizisi içinde psikolojik faktörlerin önemli olduğu düşünülmektedir. Vücutta salgılanan stres hormonları beyinden salgılanan hormonların salgılanma düzenini etkiler. Beynin Hipatalamus bölgesinden salgılanan ile hipofiz bölgesinden salgılanan FSH ve LH gibi yumurta gelişiminde çok önemli olan hormonların düzen içinde salgılanmasını sağlayan GnRH adı verilen hormon, stresten önemli ölçüde etkilenir. GnRH salgılama düzeninin değişmesi yumurta gelişimini olumsuz etkileyebilir. Stresi azaltmanın en iyi yolu dikkati başka yöne kaydırmaktır. Kişinin kendisini rahatlatan uğraşlara yönelmesi (resim, müzik, el sanatları vb…), ağır olmayan egzersiz, yoga, bahçe işleri gibi rahatlatıcı fiziksel çalışmalar yapması en çok tavsiye ettiğimiz yöntemlerdir. Önce üretkenliğinizi test edin; Bebek sahibi olabilmek için bayanlarda üretkenlik miktarı büyük önem taşımaktadır. Kısırlığın belirtilerinden biri olan üretkenlikte azalmayı artık evinizde yapacağınız testler ile belirleyebilirsiniz. Zorlu bir süreç olan kısırlığın ilk aşamasında Babystart FertilCheck Kadın Kısırlık Testi, kadınlarda biyolojik doğurganlık zamanının bir göstergesi olan seks hormonunu ölçer. Evde rahatlıkla uygulanabilen bu test idrarla yapılmaktadır. Jinekolojik Muayeneyi İhmal Etmeyin Hamile kalmak isteyen kişilerin öncelikle bir jinekolojik muayeneden geçerek, gebelik öncesi yapılması gereken smear gibi muayeneleri olmaları, muayene sırasında tespit edilen hastalıkların ve aile öyküsüne bağlı problemlerin önceden tespit ve tedavi edilmesi hamileliğin sorunsuz geçmesine yardımcı olur. Hamileliğe hazırlanıldığı dönemde bazı alışkanlıkların değiştirilmesi de önerilen bir konudur. Gereksiz stres yapmadan doğru zamanlarda ilişkinin programlanması, ama bunu bir zorunluluk ve görev haline dönüştürmeden yapılması hamilelik şansını arttır. karadenizgundem.com Bu tür spermler çocuk yapamıyor! Spermlerin bir özelliği bazılarında olmayınca hamileliği sağlama ihtimali de çok azalıyor. Sperm hücreleri, kadın bağışıklık sistemini sorunsuzca geçmesini sağlayan protein bir kılıfa sahip. Spermlerin üzerinde bu kılıfın olmaması, erkeklerde kısırlığın en büyük nedenlerinden biri olabilir. Çünkü kılıfı olmayan spermlerin rahim sıvısı içerisinden geçerek yumurtayı dölleme ihtimali daha az. Kısırlık, yani korunmadan girilen ilişkiden sonraki 12 ay içerisinde hamile kalamama durumu, dünya üzerinde çiftlerin %10 ile 15'ini etkiliyor. Bu oranın yarısı erkeğin kısırlığına bağlı. Ancak Her 10 vakadan 7'sinde sperm sayısı ve kalitesi yüksek olmasına rağmen problemin neden kaynaklandığı bilinmiyor. Kaliforniya Üniversitesi'nden Gary Cherr, 500 Çinli yeni evlenmiş çift üzerinde incelemeler yaptı. Sonuçlara göre, erkeklerde protein bazlı bir sperm kılıfı olmadığında eşlerinin hamile kalmasının ihtimalinin çok az olduğu görüldü. Bu kişilerin eşleri hamile kalsa bile doğum yapma ihtimali %30 daha az. Cherr, " Erkek sperm hücrelerinin neden kadın biyolojisi tarafından yabancı bir madde olarak algılandığı ve anında yok edildiği gizemini koruyordu. Ancak şimdi bu protein kılıfının kadınların doğal savunma mekanizmasını geçmek için gerekli olduğunu düşünüyoruz" dedi. Kılıfsız spermler Cherr ve ekibi, protein kılıfının yokluğuna sebep olan genetik bir mutasyon tespit etti. Bu mutasyon, (DEFB126 olarak biliniyor) çekinik bir yapıya sahip ve dünya üzerindeki çoğu erkeğin taşıdığı bir gen. Ancak erkeklerin 1/4'ünde bu mutant genin 2 kopyası bulunuyor.  Bu kişilerde de kılıfsız sperm üretimi gerçekleşiyor. İngiltere Leicester Üniversitesi'nden Edward Hollox ise," Yine de bu durum erkeğin kesinlikle kısır olacağı anlamına gelmiyor.  Bu kişilerde sadece "azaltılmış doğurganlık" söz konusu oluyor ve tüp bebek gibi yöntemlerle eşlerinin hamile kalması sağlanabiliyor," dedi. Cherr ," Bu tür bir mutasyonun tanımlanması çok daha kolay bir yöntemle yapılabilir. Bu sayede dünya üzerindeki pek çok çiftin bebeğe kavuşma hayali de uzun süren bir çaba sürecine gerek kalmadan gerçekleşebilir," dedi. BUGÜN Kısırlık yapan sinsi hastalık Bu hastalık erkekleri 18-30 yaş arasında vuruyor. Dikkat edilmezse seks hayatını tepe takla etme riski var.   Kısırlık şikayeti ile başvuran erkeklerin yüzde 40’ında varikosel tespit edildiğini söyleyen Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Coşkun Şahin, “Genelde 18-30 yaş grubunda görülüyor. Belirtisi olmadığı için birçok erkek bu anormalliğin farkında dahi olmuyor. Fakat bu sinsi hastalık, ileriki yaşlarda bir erkeğin kabusu haline geliyor” dedi. Doç. Dr. Coşkun Şahin, varikoselin, testisi saran toplayıcı damarların genişlemesiyle oluşan ve doğuştan bir damar anomalisi olduğunu söyledi. Varikoselin ergenlik yaşlarında ortaya çıkmaya başlayan ve zaman ile ilerleyen bir toplardamar hastalığı olduğunu belirten Şahin, “Varikosel testislerde sıcaklık artışı ve toplardamardaki kanın organa geri akımı sonrası mikro dolaşımı etkileyerek sperm üretimini bozar; sayı, hareketlilik, yapı ve kromozomal yapıya etki sonucu dölleme kapasitesini olumsuz etkiler. Görülme sıklığı toplumda yüzde 25 olup, 18-30 yaş grubunda en fazladır. Bazı erkeklerde sperm yapım bozukluğu dışında, testiste veya kasık bölgesinde ağrı olabilir” dedi. PSİKOLOJİK SORUNLARI BERABERİNDE GETİRİYOR Hastalığın daha çok kısırlık nedeni ile yapılan araştırmalarda tesadüfen ortaya çıktığından bahseden Coşkun Şahin, “Belirtisi olmayan bir hastalıktır. Birçok erkek, bu anormalliğin farkında dahi olmayabiliyor. Fakat bu sinsi hastalık, ileriki yaşlarda bir erkeğin kabusu haline geliyor. Psikolojik sorunları da beraberinde getiriyor. Kısır olan bir erkek kendini yetersiz hissediyor ve güveni azalıyor” diye konuştu. Kısırlık şikâyeti ile başvuran erkeklerin yüzde 40'ında varikoselin tespit edildiğini ifade eden Coşkun, şunları söyledi: “Her varikosel kısırlık yapmaz ama kısırlık nedeniyle üroloji kliniklerine başvuran hastaların birçoğunda varikosel mevcuttur. Genellikle sol tarafta olur. Tıpkı bacaklardaki varisler gibi testislerin üst tarafında genişlemiş, kıvrımlaşmış toplardamarların varlığı söz konusudur. Ağrı ve şişlik yapabilir ancak her zaman olmayabilir. Bazı durumlarda kişi kendini muayene ettiğinde fark edebilir. Genelde bir üroloji uzmanının muayenesi sonucu ortaya çıkar.” YANLIŞ YAPILAN AMELİYAT TESTİSTE KÜÇÜLME YAPIYOR Doç. Dr. Coşkun Şahin, varikoselin tedavisi mümkün olan bir hastalık olduğunu söyledi. Basit bir ameliyatla sorunun ortadan kalkacağını dile getiren Şahin, “Başarılı tedaviyle en olumlu neticelerin alındığı erkek kısırlığı sebebidir. Basit olmakla birlikte çok fazla dikkat edilmesi gereken bir ameliyattır. Usulüne uygun yapılmadığında testiste küçülme, yeniden varikosel oluşumu, torbada su toplanması gibi istenmeyen durumlara yol açabilir. Çünkü ameliyatta sadece toplardamarların bağlanması gerekirken bazen atardamar ve lenf damarları da birlikte bağlanabilmektedir. Bu durumun önlenmesinde en etkili yöntem mikrocerrahi yöntemin kullanılmasıdır. Bu yöntemde ameliyat sahası 4-6 kez büyütülmekte, testise giden bütün oluşumlar (atardamar, toplardamar, lenf damarları, sperm kanalı) rahatça ayırt edilmekte ve diğer damarlara zarar vermeden sadece toplardamarlar en küçük boyutuna kadar bağlanabilmektedir. Böylece hem komplikasyonların önüne geçilmiş hem de nükslerin önlenebildiği etkili bir varikosel ameliyatı yapılmış olur” ifadesini kullandı. SIKI İÇ ÇAMAŞIRI GİYMEYİN! Erkeklerin ergenlik döneminden itibaren kontrol amaçlı yılda bir kez mutlaka ürologa  gitmesi gerektiklerinden bahseden Şahin, varikosel oluşmaması için alınması gereken önlemleri de şu şekilde açıkladı: -Uzun süre ayakta durmamaya dikkat edin. Eğer gün boyunca fazla ayakta kalmışsanız, bir süre mutlaka ayaklarınızı yükseğe kaldırarak dinlenin. -Testis torbasındaki kan drenajını önleyen hareketlerden ve egzersizlerden mutlaka kaçının. -Testis ve torbanın hareketini önleyen kot gibi dar pantolon ve sıkı iç çamaşırı giymeyin. -Ağır spor ve egzersizlerden kaçının, yük kaldırmayın. Bugün Varikosel             BİTKİLERLE TEDAVİSİ Varikosel tedavi sürecinde fayda sağlayan bitkilerin  bazıları.  İşte varikosel tedavi edici bitkiler ... At Kestanesi Özellikleri : Acı madde, tanen, saponinler, aesculin ve aescın denilen 2 glikozid mevcuttur. Tohumda bunlara ek olarak nişasta, şeker ve yağ da bulunur. 15-20 metre uzunluğunda, kalın gövdeli, baharda beyaz çiçekler açan yeşil meyveli bir ağaçtır. Memleketimizin her tarafında yetiştirilen bitki, Avrupa, Anadolu, Orta ve Güney Asya ülkelerinde yabani olarak bulunmakta, ayrıca park ve bahçelerde süs bitkisi olarak üretilmektedir. Bitkinin meyveleri olgunlaşınca, yeşil renkli dikenli kabuk yarılır ve içinden bir veya üç adet parlak koyu kahverengi tohum düşer. "Atkestanesi" adı verilen bu meyve çok şifalıdır. Eczacılıkta iltihap giderici ilaçların yapımında kullanılır Önerilen Hastalıklar : İltihap kurutucu etkisi vardır. Vücudun tüm organlarında meydana gelen iltihapları kurutur. Kılcal damarların çatlamasını ve kanamasını iyileştirir, iç kanamalarda da etkilidir. Bacaklarda meydana gelen varisler ve basur için uygulanabilir. Öksürüğe faydası vardır. Göğsü yumuşatır. Kestaneler parçalanıp kaynatılır ve bal ile tatlandırılıp içilmeye devam edilirse, soğuk algınlığına ve nefes darlığına iyi gelir. Hazımsızlığı önler, kan dolaşımını güçlendirir, atardamar iltihaplarını giderir. Kullanım Şekli ve Dozu: Sonbaharda yere düşen atkestaneleri, dış kabuklarından arındırılarak ince ince kıyılır ve kurutulur. Kurutulan atkestanesi, kahve değirmeninde un gibi öğütülüp, 3 sabah aç karnına bir çay kaşığı içilir. İkinci bir karışım; 1-2 tatlı kaşığı atkestanesi unu, parçaları ya da ağacın yaprağından bir miktar alınıp, üzerine 1 bardak sıcak su konulur. 15-20 dakika demlendikten sonra tatlandırılır ve günde 3 defa birer bardak içilir. Günde sadece 2 çay bardağı içilirse, ishali keser. Yemeklerden yarım saat önce birer bardak su ile birer çay kaşığı yutulmaya devam edilirse, kanlı basura fayda verir. Prostat için, kestaneler haşlanır, günde 5 adet yenir. Yan Etkileri: Bilinen ciddi bir yan etkisi yoktur.  Gotu Kola Özellikleri: Hint tıbbında çok yaygın kullanılır. 19. yüzyıldan bu Avrupa'da kullanılmıştır. Önerilen Hastalıklar: Yara iyileştirici etkisi cilt sorunlarına ortadan kaldırır Toplar damarlar üzerindeki olumlu etkisi sayesinde varis ve selülit gibi sorunları gidermede kullanılır. Hemoroit hastalarına da verilir.  Üzüm Çekirdeği Özellikleri:   Üzüm çekirdeği faydaları denilince ilk akla gelen güçlü antioksidan etkisidir. Üzüm çekirdeğinin faydası proanthocyanidin adlı maddeden kaynaklanır. Bu madde bugüne kadar tespit edilmiş en güçlü antioksidandır. Mitolojide tanrıların besini olarak sözedilen üzümün bugün de çekirdeğindeki faydaları araştırmalarla ortaya çıkmakta ve doğal ilaçlar arasındaki yerini sağlamlaştırmaktadır. En güçlü antioksidan olan üzüm çekirdeği başka bir anti oksidan olan C vitamininden 20 kat daha güçlüdür. Üzüm çekirdeği yararları bakımından geniş bir alana sahiptir. Üzüm çekirdegi faydaları ilk olarak Fransız tıp profesörü ve kimyacı Jack Masquelier tarafından tespit edilmiştir. 1950 yılında Fransada üzüm çekirdeğinden damar koruyucu ilaç yapılmıştır. Üzüm çekirdeği damarları korur. Damar sertiğini önler. Kalp krizi riskini azaltır. İyi kolesterolün yükselmesine kötü kolesterolün azalmasına katkıda bulunması üzüm çekirdeğinin faydaları arasındadır. Üzüm çekirdeği antioksidan etkisi ile kansere karşı koruyucudur. Bu yönüyle kanserin engellenmesine yardım eder. Aynı zamanda kanser tedavisinde meydana gelen olumsuzlukların daha az yaşanmasına katkıda bulunduğu da tespit edilmiştir. Zayıflamış kan damarlarını kuvvetlendirir. Yüksek tansiyon hastalarında kılcal damarları güçlendirdiği görülmüştür. Gözlerdeki kılcal damarlarda kan dolaşımını kuvvetlendirir. Gözün saydam tabakasını korur. Devamlı bilgisayar kullananların göz sağlığını korumaları için de uzmanlar tarafından tavsiye edilmektedir. Yaşlanmaya bağlı görme gücünde bozulma meydana gelmesi gibi sorunları engelleyici özelliği vardır. Maküler dejenerasyon ve kataraktan koruması üzüm çekirdeğinin göz sağlığı için önemini gösterir. Üzüm çekirdeği özü kan ve lenf dolaşımını düzenler. Cildin bağdokusunda olan kollajeni güçlendirir. Uzum cekirdegi cilt üzerinde de olumlu faydalar sağlar. Bağ dokusunu kuvvetlendirerek cildin sarkamasını önler. Solgun cansız cilde sahip olanlar ve cilt kırışıklığından şikayet edenler için üzüm çekirdeği doğal bir yardımcıdır. Cildin daha sıkı ve elastik olmasını sağlar. Hücre yenileyici etkisiyle cildin güzelleşmesini sağlar. Hücre koruyucu etkisinden dolayı kozmetik alanında da oldukça popüler olmuştur. Cilt ve dudak koruyucu ürünler, yüz ve vücut kremleri gibi ürünlerde de kullanılmaktadır. Üzüm çekirdeğinin yararları arasında histamin salgısını azaltarak alerjiye karşı önleyici etkide bulunması da vardır. Basur ve varis gibi toplardamar yetersizliklerinde yararlıdır. Üzüm çekirdeğinin faydası sedef ve egzama gibi deri rahatsızlıklarında da önemlidir. Dişetinde kanama sorunu olanlar içinde üzüm cekirdegi faydalıdır. Saç sağlığı ve üzüm çekirdeği : Üzüm çekirdeği saç büyümesini uyarabilir. Üzüm çekirdeği ile yapılan bir araştırmada saç hücrelerinin arttığı görülmüştür. Üzüm çekirdegi C vitamininin etkisini artırır. Çocuk sahibi olmak isteyenler mutlaka yesin Özellikle sperm yapımında folik asit alımının önemine işaret eden Tıraş'a göre, muz, brokoli, çilek, turunçgiller ve suları; mercimek, kuru fasulye gibi tahıllar; kuşkonmaz, avokado, bezelye, ıspanak, taze fasulye gibi yeşil yapraklı sebzeler; karaciğer, yumurta, ton balığı ve yoğurt gibi gıdalar kaliteli sperm üretimi için çok gerekli. Bir avuç ıspanak çiftlere iyi gelecek Prof. Dr. Bülent Tıraş çocuk sahibi olmak isteyen çiftlere önerilerde bulundu. Çocuk sahibi olmak artık zor değil. Doğurganlık oranının farklı sebeplerle azaldığı şu günlerde, her an elimizin altında olan besinler bebek isteyen çiftlerin yardımına koşuyor. Prof. Dr. Bülent Tıraş, özellikle B vitamini ve folik asit deposu yeşil yapraklı sebzeler ile kuru baklagilleri işaret ediyor. Genetik sebepler, çevresel faktörler ve sigaranın da etkisiyle kadın ve erkeklerde doğurganlık gün geçtikçe azalıyor. Beslenme, çocuk sahibi olmak için son derece önemli ama göz ardı edilen bir faktör. Prof. Dr. Bülent Tıraş, en çok yeşil yapraklı sebzelerde ve kuru baklagillerde bulunan B vitaminlerinin doğurganlığı arttırdığına dikkat çekiyor. Özellikle sperm yapımında folik asit alımının önemine işaret eden Tıraş'a göre, muz, brokoli, çilek, turunçgiller ve suları; mercimek, kuru fasulye gibi tahıllar; kuşkonmaz, avokado, bezelye, ıspanak, taze fasulye gibi yeşil yapraklı sebzeler; karaciğer, yumurta, ton balığı ve yoğurt gibi gıdalar kaliteli sperm üretimi için çok gerekli. DNA'yı düzeltiyor Plasebo kontrollü bir çalışmada 6 ay folik asit ve çinko fosfat desteğiyle sperm sayısında yüzde 74 artış gözlendiğini de söyleyen Tıraş, bebeğin sağlığına etkilerini şöyle anlattı: Folik asidin etkisiyle spermin DNA bütünlüğü korunduğu için, gelecekte çocuk sağlığında da önemli bir rol üstleniyor. Folik asit eksikliği olduğunda anemi ve büyüme geriliği gibi hastalıklar yaşanabiliyor. Erken doğum riski azalıyor Hamile kalmadan en az bir yıl önce folik asit alan kadınlarda erken doğum riskinin yüzde 70 azaldığına işaret eden Tıraş'a göre folik asit kullanımı bebekte zeka geriliği, körlük ve kronik akciğer gibi ciddi sorunlara yol açan erken doğum riskini azaltıyor. Hamileliğin 20 ve 28. haftaları arasındaki erken doğum riskini yüzde 70 oranında; 28 ve 32. haftaları arasındaki erken doğumları da yarı yarıya azaltıyor. kadinvekadin.net Afrodizyak yiyecekler!  Yiyeceklerin sadece karnımızı doyurduğunu sanıyorsanız oldukça yanılıyorsunuz   Doğa her türlü ihtiyaç için şifalı elini insanlık için uzatmış durumda. İşte size erkek ve kadınlar için libidoyu arttıran yiyecekler. ERKEKLER İÇİN: Maydanoz, Nane, Tarçın, Kekik, Vanilya, Sivri Biber, Hardal Kereviz Ayçiçeği, Greyfurt, Susam, Yumurta, Kuşkonmaz, Enginar, Bezelye, Badem, Ceviz, İstiridye (İçindeki çinko spermin çoğalmasına neden olarak cinsel isteği arttırıyor), Hindi (İstiridyeden daha fazla çinko ihtiva ediyor. Üstelik daha ucuz ve protein açısından da zengin), Roka (Bolca demir ve C vitamini içeriyor), Kereviz, Şalgam, Antep Fıstığı ve Fındık (İçerdikleri doymamış yağ asitleri ve E vitamini nedeni ile afrodizyak olarak kullanılırlar), Salatalık, Kuşkonmaz, Soğan, Domates, Fesleğen, Karpuz, Hindistancevizi, Bal, Pekmez, Kivi, Mango. KADINLAR İÇİN: Çikolatanın içindeki yüksek seker ve kalori cinsel uyarıcı ve keyif verici. Çikolata beyindeki serotonin seviyesini de artırıyor ve mutluluk hissi veriyor. Ve kadınlar erkeklere nispeten çikolatanın bu özelliklerine karşı daha duyarlı. Ahududu, Yoğurt, Tarçın, Çilek, Kırmızı biber, Köri ve diğer baharatlarla, baharatlı yiyecekler. Ahududu, yoğurt, kırmızıbiber, köri ve diğer baharatlar ile baharatlı yiyeceklerin de kadınlar üstünde cinsel açıdan yararlı olduğu söylenmekte. Rezene: Her gün bir parça tüketilmesi cinsel gücü artırır. Rezenenin tohumundan çay da yapılır. Bitki Çayları: Vücuttaki sıvıların akışını hızlandıran bitki çayları içilince, kan dolaşımı hızlanır tutkularda ve heyecanlarda artış olur. Enerji seviyesini de yükselten bitki çayları seks yaşamını canlandırır. Ginseng: Hormonal sistemi uyarır, erken yaşlanma sürecini yavaşlatır ve göz ardı edilemeyecek güçler verir. Limon: Yemeklerde kullanılan limon tuzu ve limon suyu, seks gücünün artmasında olumlu etki yapmaktadır. haber.gazetevatan.com Beslenme sperm sayısını etkiliyor Amerika'da yapılan araştırma, doymuş yağ oranının yüksek olduğu beslenme biçimleriyle düşük sperm sayısı arasında bağlantı olabileceğini ortaya koydu Amerika'da bir doğum uzmanlığı kliniğinde, 99 erkek üzerinde yapılan araştırmada besin değeri düşük olan, abur cubur gıdalar tüketenlerin sperm kalitesinin daha düşük olduğu saptandı. Balık ve bitki yağlarında bol bulunan omega 3 yağ asidini daha çok tüketen erkeklerin ise sperm yoğunluğunun daha yüksek olduğu belirtiliyor. ABD'nin Boston kentindeki, Harvard Tıp Fakültesinde Prof. Jill Attaman önderliğinde yapılan araştırmada dört yıl boyunca erkeklerin yeme alışkanlıkları ve sperm kaliteleri arasındaki bağlantılar araştırıldı. Araştırmada, az yağ tüketen erkeklerle çok yağ tüketenler arasında yapılan karşılaştırmada, çok yağ tüketen erkeklerin sperm sayılarının yüzde 43 ve sperm yoğunluğunun yüzde 38 daha az olduğu ortaya çıktı. Omega 3 yağ asidini daha çok tüketen erkeklerin daha az tüketenlere oranla spermleri daha normal bir yapıya sahip. Beslenme alışkanlıklarıyla sperm kalitesi arasındaki bağlantının oldukça yüksek olduğunu belirten Prof. Attaman, kalp ve damar hastalıkları gibi istenmeyen sağlık sonuçları da göz önüne alındığında doymuş yağ tüketimini sınırlama çabalarının bu araştırmayla daha da güç bulacağını söyledi. Ancak çalışmaya yönelik eleştiriler de var. Örneğin, araştırmaya katılan erkeklerin yüzde 71'inin fazla kilolu veya obez olmasının da sperm kalitesini olumsuz etkileyebileceği belirtiliyor. Buna ek olarak araştırmaya katılanların hiç birinin sperm sayısı ya da yoğunluğu Dünya Sağlık Örgütü tarafından normal olarak tanımlanan düzeyin altında değil. Dünya Sağlık Örgütü tarafından normal olarak tanımlanan sperm sayısı, bir mililitrede 39 milyon ve normal sperm yoğunluğu bir milimetrede15 milyon. BAŞKA ARAŞTIRMALARA DA İHTİYAÇ VAR İngiliz Sheffield Üniversitesi'nden doğum uzmanı Dr. Allan Pacey de doğmuş yağ oranı ve sperm kalitesi arasındaki bağlantıyı gösteren bu araştırmayı görece küçük çaplı bir çalışma olarak değerlendirdi. Dr. Pacey'e göre araştırma doymamış yağ oranı ile sperm kalitesi arasında nedensellik bağlantısı olduğunu kanıtlamıyor ve bu bağlantının netleştirilebilmesi için başka araştırmaların da yapılması gerekiyor. Human Reproduction isimli tıp dergisinden uzmanlar da bu bulguların geçerlilik kazanması için biraz daha araştırma yapılması gerektiğini söyledi. (BBC TÜRKÇE) Hamilelikteki beslenmenin önemi Bebeğin anne karnındaki çevresel ortamı, dünyaya geldikten sonraki sağlığını da belirliyor. Kalıtımın yeni boyutu epigenetik anne karnındaki etkileri araştırıyor. Anne adaylarının hamilelik sırasında beslenmesinin, bebeklerinin DNA’sında önemli değişiklikler oluşturuyor. Bahçeci Sağlık Grubu’ndan Dr.Murat Berksoy, bebeklerinin uzun vadeli sağlık durumunda etkili olduğu için annelerin beslenme tavsiyelerini dikkatle izlemesi gerektiğinin altını çizerken, genlerimizi değiştiremesek bile, yaşam tarzımızın genlerimizi etkileyebildiğine dikkat çekiyor. Dr. Berksoy, genlerin kendilerinde değişiklik olmadan, fonksiyonlarını değiştirebilen kalıtımsal değişimlere dikkat çekti. Epigenetik, bebeğin anne karnındaki çevresel ortamının dünyaya geldikten sonraki sağlığına etkisi olarak tanımlanıyor. Uzmanların teorisine göre, anne karnında gelişimini sürdüren bebek, dünyaya geldiğinde karşılaşacağı ortama hazırlıklı olmaya çalışıyor ve DNA’sında buna göre değişiklikler oluyor. Buna, epigenetik değişimdeniyor. Bu alana eğilen uzmanlar ise çevre ile genlerin nasıl bir etkileşim içinde olduğunu anlamaya çalışıyor. Dr.Murat Berksoy bu araştırmaların, epigenetik değişimlerin kısmen de olsa yaşamın ilk dönemleri ile daha sonraki hastalıklar arasında bağlantı oluşturduğuna ilişkin önemli kanıtlar sunduğunu söylerken, bunun kadınların gelecek nesillerin sağlığını iyileştirebilmek için beslenme konusunda daha fazla desteğe ihtiyacı olduğunu gösterdiği görüşünde. TANSİYON, KALP, ŞEKER Anne baba adayları için D vitamini, iyot, Omega 3, B12 vitamini, folik asit, A vitamini ve demir eksikliklerinin giderilmesi büyük önemtaşıyor. Yanlış beslenme, ağırmetaller, kimyasal ve biyolojik toksinleremaruz kalan anne karnında bebeğin, doğduktan sonra erişkin dönemde bu olumsuz çevresel koşullardan etkilenerek tansiyon, şeker, kalp damar hastalığı, zeka geriliği gibi sorunlar yaşamasına da yol açabiliyor. Doğmadan tanışıyor Anne karnında iken, annenin aldığı besinler ve algıladığı sesler gibi diğer etkenler bebeğin hayatında alzheimer, kalp, şeker, kısırlık gibi hastalılıklara sebep olabiliyor. Hamileyken yetersiz düzeyde karbonhidrat tüketmek, bebeğin genlerinde bazı unsurların değişmesine yol açıyor. Bu değişikliklerin görüldüğü bebekler, yaşamlarının ileriki aşamalarında daha çok kilo alıyor. Çocuğunun kilo alma riskini artırıyor ve ileride şişmanlık, şeker hastalığı gibi risklerle karşılaşabiliyor. Bu risklere dikkat! Anne hamile iken çok kırmızı et tüketirse, bebek erkek ise, bu gelecekte spermsayısını olumsuz yönde etkileyebiliyor. Bu nedenle Dr. Berksoy hamile kadınların beslenme ve yaşamtarzları konusunda daha çok bilinçlendirilmesi gerektiğini belirtiyor. Bebekler anne karnında 30. hafta itibariyle duymaya başlıyor. Anne 30. haftadan sonra klasikmüzik dinlerken eğer rahatsız oluyorsa, bebek doğduktan sonra klasikmüzik duyduğunda huysuzlandığı gözlemleniyor. Dr. Berksoy, çevresel kimyasal kirleticilerin de çocuklarda işitme ve konuşma bozukluklarına, eğitimde başarısızlığa neden olduğunu vurguluyor. Serda KIVILCIM serda@bugun.com.tr bugun.com.tr Dölün beslenmesi ve büyümesi Döl, dişi döl hücresi olan yumurtanın, erkek döl hücresi (sperma) tarafından döllenmesi sonucu oluşmaya başlar. Döllenmiş döl hücresinin hızla çoğalarak normal büyüklükte ve sağlıklı bir bebek oluşması için, anneden gerekli besin öğelerinin döle gelmesi gerekir. Hücrenin çalışması, çoğalması, dolayısıyla dölün büyümesi, besin öğelerinin alınması ve hücre yapısına çevrilmesiyle olduğuna göre, anneden yeterli miktarda ve hızda besin öğesi sağlanamazsa, dölün büyümesi ve gelişmesi zarar görür. Kötü beslenmenin bebeğe zararları, doğumdan sonra gözden kaçacak kadar hafif ya da belirgin olabilir. Başlangıçta anlaşılmayan bozukluklar yaşam boyu sürebilir. Döllenme, yumurtalığı döl yatağına bağlayan kanalda olur. Döllenmiş yumurta birkaç günde döl yatağına geçer ve orada kendini bir zar içine yerleştirir. Bu zar bir kese şekline dönüşerek içinde sıvı birikmeye başlar. Dölüt(embriyon), bu kesedeki sıvı içinde büyür. Dölütün zar içinde yerleştiği yerde döleşi (son, plasenta)gelişmeye başlar, göbek kordonu da oluşarak dölüt dölesine bağlanır. Kese içindeki sıvı, anne kanından sızma plazmayla sürekli değişir ve yenilenir. Bu sıvı içinde; protein, glikoz, mineraller ve başka besin öğeleri bulunur. Döl (fetüs)bu sıvı içinde kolayca hareket eder, zedelenmekten korunur ve belirli sıcaklıkta tutulur. Döleşi; maddelerin göbek kordonu aracılığıyla anne ile döl arasında geçişmesini sağlayan bir organdır. Dölün beslenme, boşaltım ve solunum gibi işlevleri döleşi aracılığıyla gerçekleşir. Besin öğeleri ve oksijen, anne kanından dölesine; döleşinden de göbek kordonu aracılığıyla döle geçer. Dölde oluşan korbondioksit gibi artık maddeler de aynı yoldan döleşine, oradan da anne kanına taşınır. Döleşi, enzim, hormon, antikor gibi maddeleri sentezleme; protein, glikojen, kalsiyum ve demir gibi besin öğelerini depolama yeteneğindedir. Döl büyüdükçe, bu depolama görevi karaciğere geçmeye başlar. Anne iyi beslenmiyorsa, besin öğeleri yeterince depolanamaz; dölün iihtiyacı tam karşılanamaz,dölün yararına, annenin zararına olmak üzere annenin doku maddeleri yıkılmaya başlar ve dölün ihtiyacı karşılanmaya çalışılır. Ancak, anneden herşey döle olduğu gibi geçemez ve dölün tüm ihtiyacı karşılanamaz. Dölün büyümesi için yeterli olmayabilir.Bu durumda hem anne, hem de yavru zarar görmeye başlar. Döleşi koruyucudur ve seçici geçirgendir. Bu organ, anne kanında gelen zararlı maddeleri döle geçirmemeye çalışır, bağışıklık cisimcikleri (antikor) sentezler, hastalık yapıcı bakterilere ve zararlı öğelere karşı dölü korur. Ancak, döleşinin dölü koruma yeteneği sınırlıdır. Bunun için dölüt ya da döl annenin hastalıklarından, aldığı ilaçlardan, alkol, sigara gibi maddelerden zarar görür. Yavruda organ eksikliği veya bozukluğu gibi yapısal bozukluklara, büyüme ve zeka geriliğine; zehirlenmeye, düşüklere ve ölüme; başlangıçta anlaşılamayan yetersizliklere ve birçok başka bozukluklara yol açabilir. Gebeliğin ilk aylarında yavru daha savunmasız ve dayanıksızdır;zararlı maddelerden kolay etkilenir ve zarar görür. Gebelik ilerledikçe, dölün büyüme ve gelişme hızı artar. Bu, dölün besin öğesi ihtiyacının artışı demektir.O yüzden, gebelik ilerledikçe, annenin besin öğeleri ihtiyacı da çoğalır. Gebeliğn yarısından sonra dölün beyin büyümesi ve kemikleşme hızlanır. Doğumdan önce dişler oluşmaya başlar. Yetişkinlikteki toplam beyin hücrelerinin yaklaşık %25’i doğumdan önce oluşur. Annenin kötü beslenmesi, aldığı ilaçlar ve zararlı maddeler, hastalıkları, dölde bedensel bozukluklar yanında, sinir sisteminde bozukluklara, zeka geriliklerine de yol açabilir. Bu yüzden;gebe kadının iyi beslenmesi, hastalıklardan korunması, doktora danışmadan ilaç almaması, alkol ve sigara kullanmaması, kendi sağlığı için önemli olduğu kadar , bedensel ve zihinsel yönden sağlıklı kuşakların yetişmesinde çok önemlidir. Ayrıca, eşinde ve kendisinde kalıtsal hastalığı olan kadının çocuk yapmaması gerekir. beslenme.gen.tr/ Hamile kalmanın en iyi yolları Bazı kadınlar hiçbir doğum kontrol yöntemine başvurmadan kolayca hamile kalır. Kimilerine Hamile kalmak, zahmetli, sıkıntılı bir dizi yöntem ve test anlamına gelebilir. Hamile kalma denemelerine yeni başladıysanız ya da bunu bir süredir deniyorsanız, konuyla ilgili önemli noktaları bilmekte fayda var. Kadın doğum uzmanlarının önerilerine birlikte göz atalım. Sık sık seks yapın Bu, üzerinde durmaya gerek olmayan bir şeymiş gibi görünebilir ama özellikle heyecanlı çiftler için en sık gözden kaçırılan konudur. Yumurtlama döneminizi bilmiyorsanız ya da adet kanamalarınız düzensiz oluyorsa, her gün seks yapmak eninde sonunda işe yarayacaktır. Yumurtlama dönemlerinizi not edin Adet kanamalarını 28 günde bir, düzenli geçiren kadınlar için yumurtlama tarihi adet başlangıcından 14 gün sonradır. Eğer bu döneminizi düzenli geçirmiyorsanız, yumurtlama zamanınızı tespit edebilen yumurtlama araçlarından yararlanabilirsiniz. Yumurtlama zamanını tespit eden birçok aygıt, idrarınızda bulunan Lüteinik hormon seviyesini ölçer. LH, yumurtlamadan 36 saat önce artmaya başlar ama aygıtların çoğu bunu 24 saat öncesine kadar saptayamaz. Adet kanamaları düzenli olan bir kadın, adet başlangıcından sonraki dokuzuncu veya onuncu günde idrarını test etmelidir. Böylece hormon artışındaki değişiklik dönemini kaçırmamış olur. Vücut ısınızı kontrol ederek de yumurtlama zamanınızı tespit edebilirsiniz. Normal vücut ısınız yumurtlamadan 24 saat önce yarım derece düşer; yumurtladıktan sonra tekrar normale döner. Yalnız dikkat etmeniz gereken bir nokta var: vücut ısısı hastalıklar yüzünden de düşebilir. Bu yüzden sadece bu tekniğe güvenmekten kaçının. Yumurtlamadan önce daha çok seks yapın Hormonlarınızın tavana vurduğu gün ve sonraki 2 gün boyunca bol bol seks yapın. Sperm uterusun içinde 24 saatten 48 saate kadar yaşayabilir. Yani, yumurtlama başlamadan önce orada hazır bulunan spermin yumurtayla birleşmesi için yeteri kadar zamanı vardır. Seks yaparken eğlenin Unutulmaması gereken en önemli şey, seks yaparken eğlenmektir. Rahat ve neşeli olduğunuzda ya da kendinizi iyi hissettiğinizde vücudunuz da daha formda olur. Kendinize zaman tanıyın Yumurtlamayla ilgili yaşadığınız problemlerin çözüme kavuşması ve vücudunuzun Hamileliğe hazırlanması biraz zaman alabilir. Bu konuda sakın yalnız olduğunuzu düşünmeyin. Yapılan araştırmalara göre bebek sahibi olmak isteyen birçok kişinin Hamile kalması yaklaşık 6 ay kadar sürüyor ve aralarından sadece % 85'i o yıl içinde bebek sahibi oluyor.(netdoktorum.com) Dikkat etmeniz gereken birkaç önemli konu daha ;  Kayganlaştırıcı kremler, jeller yada fitiller kullanmamaya özen gösterin. Çünkü bu tarz kremler  vajina içinde bulunan spermlerin etkisiz unimpaired gelmesine neden olabilir. İlişki bittikten hemen sonra yataktan kalmamamaya dikkat edin. Bacaklarınızı kapatın ve kalçanızı hafifçe yükselterek 20-30 dk gibi yatakta bekleyn. Bu şekilde beklemeniz spermlerin rahim ağzına da kolay ulaşmasını sağlayacaktır. Yine ilişiki sonrasında hemen duş almayın çünkü vajinanın hemen yıkanmaması da hamile kalmanızı kolaylaştıracaktır. Son olarak bitkisel yöntemlerlede vücuduzu destekleyin. Bazı bitkiler size ve eşinize bu konuda yardımcı olacaktır. Uyarı: Sitede yer alan bu bilgiler hiçbir zaman doktor muayenesinin yerini alamaz, doktor muayenesi ve tedavisi yerine kullanılamaz, kişisel teşhis ve tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilemez. Sağlığınızla ilgili durumlarda lütfen bir uzmana  danışınız. bitkiselhaber.com Sperm Sayısını Arttırma Yöntemleri Ülkemizde erkek kısırlığı oranlara %30′lara dayanmıştır. Çocuk sahibi olamayan ya da olmakta zorlanan çiftlerin sayısı her geçen gün artış... Ülkemizde erkek kısırlığı oranlara %30′lara dayanmıştır. Çocuk sahibi olamayan ya da olmakta zorlanan çiftlerin sayısı her geçen gün artış göstermektedir. Yapılan tüm araştırmalar bu sorunun nedeni olarak erkeklerin sperm sayısındaki dramatik düşüşü  işaret etmektedir. Bu yazıda sperm sayısını arttırmak için bir takım uygulamaları ve bitkisel formülleri bulabilirsiniz… Şu durum asla unutulmamalıdır ki sperm sayısı düşüklüğü tanısı ilgili tıp alanında uzman doktorlarca (üroloji, kadın doğum, biyokimya laboratuarı..) konur ve aşagıda belirttiğim uygulama ve öneriler sadece destek amaçlıdır, sperm sayısı düşüklüğü olanlar doktor tedavisine harfiyen uymalıdır. Bilmek her problemin çözümünde yardımcı olan en önemli faktörlerden birisidir. Bu nedenle sperm nedir, nasıl üretilir ? ..vs kısaca bir göz atıp bilgi sahibi olalım. Sperm hücresi yani spermatosit  testislerde (yumurtalık da denir) üretilir ve epididim denen (sperm biriktirme kanalı) bezde olgunlaşır. Bu işlemleri beynimizde hipofiz denen bezde üretilen FSH (folikül uyancı hormon) ve LH (luteinize edici hormon) adlı hormonlar kontrol eder. Sağlıklı bir genç erkekte ortalama olarak testiste  saniyede 1.000, bir günde ise 100 milyon sperm üretilir. Normal bir cinsel boşalmada 2-6 mililitre arasında meni dışarı atılır. Her bir mililitre meni içerisinde en az  20-200 milyon arasında sperm bulunmalıdır. Menisindeki sperm sayısı 20 milyonun altında olan erkeklerde eşlerinde gebelik şansı anlamlı olarak düşer. Sperm üretim döngüsü ortalama 2-3 ayda bir tekrarlanır. Bu şu demektir, bir sperm üretildikten  2-3 ay sonra semene salgılanacaktır. Buna ilaveten sperm üretimini bozan zararlı etkenler veya tedavi için kullanılan faydalı ilaçlar da sperm üretimini ortalama 3 ayın sonunda etkileyer. Bu nedenle semen analizi en az 3 ayda bir kez olmak üzere toplamda 2 kez tekrarlanmalıdır. Azospermi nedir ? : Menide canlı veya cansız hiç sperm hücresi olmamasıdır. Bu tanıyı koyarken bazı durumlarda çok az sperm de olsa mikroskopta o alanda görünemeyebileceğinden, santrifüj edilerek sediment denen tüpün dibindeki kısımdan da örnek alınarak inceleme tekrarlanmalıdır. Hücre yapımının olmadığı veya çok az olduğu üretim bozukluğu tipinde olan azospermide TESE denen iğneli bir basit operasyonla sperm bulma şansı ortalama  %30-50 civarındadır. Oligospermi nedir ? : Sperm hücrelerinin sayı olarak azlığını ifade eden bir terimdir. Burada  sperm sayısı 20 milyon/ml den azdır. Astenospermi: Sperm hareketliliğinde azalmayı ifade eder. Fertilizasyon şansını azaltır. Teratospermi: Spermlerde şekil bozukluklarını ifade eder.Fertilizasyon şansını azaltır. Peki sperm sayısı düşük geldi, bu sayıyı nasıl artırabiliriz ? Sperm sayısının düşük olması gebelik şansını düşürdüğü için en az 20 milyon/ml ve üstü olması istenir. Bunun için ilgili doktorunuz size tedavi planlayacak ve gerekli testleri yapacaktır. Aşağıda sperm sayısını artırmada yararlı bazı uygulamalar ve bitkilerden örnekler verelim.     Öncelikle sperm sayısını artırmanın bir kaç yolu vardır. Beslenme değişiklikleri,kilo ve yaşam alışkanlıkları gibi birçok faktörü ele almalısınız.      Varsa obezite yani fazla kilolarınızdan kurtulun.     Stresli yaşam kortizol salgısını artırarak sperm üretiminide olumsuz etkiler,stresten kaçın egzersiz yapın,düzenli uyuyun,kendinize hobi edinin.      Testislerinizi yüksek ısı maruziyetinden koruyun. Özellikle sauna ve sıcak su banyoları sperm üretimini kötü yönde etkiler. 40 C üstündeki suda  30 dk dan fazla zaman geçirirseniz sperm sayınız anlamlı olarak düşer. Yine dar ve naylon iç çamaşırları giymeyin.     Çok fazla kahve içmeyin. Bunu da söyleme demeyin, belki günde bir fincan içebilirsiniz ama her gün birkaç fincan kahve içerseniz sperm hareketliliği azalır unutmayın.     Bazı tarım ve böcek ilaçları  sperm üretimini olumsuz etkiler. Bunlardan varsa uzak durun.     Sigara en meşhur zehirdir. Kanser yaptığı gibi sperm sayısını, hareketini ve yapısını olumsuz etkiler. Sigarayı azaltmayın bırakın.     Alkol alımı sperm üretimini bozar. Sürekli alkol alanlarda zamanla testisler küçülür, testosteron üretimi bozulur. Tüy dökülmesi,impotans ve sperm sayısı düşüklüğü vs gelişir. Bu nedenle alkol almayın. Yemek borusu ve mide kanserinden tutun da karaciğer yağlanması ve siroza kadar birçok hastalığında babalarından biridir alkol.     Bazı ilaçlar sperm üretimini olumsuz etkiler, bu etkiler geri dönüşümlü olsa da doktorunuza danışın. Antibiyotikler, parazit ilaçları, depresyon, mide ülseri, hipertansiyon ve alerjik hastalıkların tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar vs sperm üretimini bozabilir. Özellikle saç dökülmesi ve prostat büyümesi gibi durumlarda kullanılan steroidli,testosteronlu ilaçlar sperm üretimini bozar.Özellikle mide ülseri ilacı olan simetidin grubu ilaçlar sperm sayısını düşürür.      Kemoterapi ilaçları kanser tedavisinde kullanılan ilaçlar olup sperm üretimine zarar verebilirler. Bu ilaçların bir kısmının etkisi kalıcıdır. Kemoterapi öncesinde bazı hastalarda  ileride kullanılmak üzere sperm örnekleri alınarak dondurulmaktadır.      Radyoterapi yani ışın alma da testislerde sperm üreten hücreleri harsalar. Bu etki doza ve süreye bağlı kalıcı veya geçici olabilir. Cep telefonu, bilgisayarların monitörü, büyük tüplü televizyonlar, mikro dalga fırın gibi radyo aktivite yayan cihazlar sperm sayısı  üzerinde olumsuz etkiye sahiptir. Bu tür aletlerden mümkün olduğunca uzak durun.      Testis iltihapları da sperm üretimini bozabilir. Kabakulak, orşit gibi iltihaplarda vakit kaybetmeden tedavi olunmalıdır.     Bisiklete uzun süre binmek testislere mekanik zarar verir. Kısa tutulmalıdır. Sperm üretimini ve sayısını artıran bitkiler Çakşır Yaprağı Suyu : Yüzyıllardır cinsel gücü artırıcı özelliğinden  dolayı kullanılan bu bitkinin son yıllarda tesadüfen  bulunan bir etkisi de sperm sayısını  önemli ölçüde artırmasıdır. Türkiye’de  güney  illerimizde (genellikle Hatay) bölgesinde bolca yetişir. Bu bitkinin meyvelerini  bölgede bolca yiyen keçi ve koyunlar; bol miktarda ikiz ve üçüz doğurmaktadır. Bunu gören Alman ve Amerikalı bilim adamları bu bitkinin bileşimini araştırmış ve  afrodizyak ve meni artırıcı özelliğini saptamışlarıdır. Ginseng: Geleneksel Çin ve Güney Amerika tıbbında cinsel gücü artırmak üzere kullanılan bir bitkidir. Bununla beraber  testis bölgesine giden kan  akımını artırarak sperm beslenmesini dolaylı yoldan artırır, yararlıdır. Diğer : Bal, Dut,Tarçın, Polen, Anason, Zencefil kökü, Kekik, Çörekotu, Biberiye, Defne tohumu, Isırgan tohumu, K. Hindistan cevizi, Karabiber, Kişniş, Kitre, Mahlep otu, Meyan kökü, Tere tohumu, Topalak,  Çemen otu, Çentiyan, Eğirkökü, Halile, Hardal, Havlıcan, Kakule, Karanfil, Kereviz tohumu, Kimyon, Kuşburnu, Ravent, Roka tohumu, Soğan tohumu, Maltoz,  Besbaze, Damla sakızı, Ginseng, Propolis, Vanilya, Arı sütü, Fildişi tozu, Keçiboynuzu, Zerdeçal, Yulaf , C vitamini, Magnezyum, Yeşil Çay, Dong Quai, E vitamini , L-Karnitin, Çinko, B6 vitamini, arginin, B12 vitamini, Folik asit, Selenyum da sperm üretimini artıran bitki ve maddelerdir. Bunlardan özellikle vitamin C ve E, folik asit,çinko ve selenyum çok önemlidir. Bazı durumlarda folat ve çinko takviyeleri sperm üretimini % 75 lere kadar artırmıştır. Vitamin C ve E ise spermi dış zararlı etkenlerden yani oksidanlardan koruyan antioksidanlardır. Çinko, B vitaminlerinin emilimi ve fonksiyonları için gereklidir. Testosteronu başka bir forma dönüşmesini engelleyerek prostat büyümesini önler. Testosteron ve sperm miktarını arttırır. Çinko eksikliğinde, mevcut çinko miktarını korumak için seks dürtüsü azalır. Baklagiller, et, karaciğer, pekmez, bira mayası, tavuk yüreği, istiridye, süt ve süt ürünleri, yumurta sarısı, yer fıstığı, susam, soya fasulyesi, ayçekirdeği ve kabak çekirdeği bol çinko içerir bu nedenle en basitinden her gün en az bir avuç kabakçekirdeği tüketin. Keçiboynuzu :  Bol miktarda A, B, B1, B2, B3, B6, D vitamini ile  kalsiyum,demir,potasyum,magnezyum,mangan içerir. Ayrıca webbing ile pektini bol ve sodyumu azdır. Sperm üretimini artırır, kilo vermeye yardım eder. Arginin normalde vücutta yeterince bulunan bir aminoasittir. Vücutta önemli görevleri vardır. Hücre bölünmesi, yara iyileşmesi, bağışılık sistemi,vücuttan amonyağın atılması, Growth hormon yani büyüme hormonu sekresyonunu uyarma gibi rolleri vardır. İlginç olarak sperm hücreleri argininden zengin olduğundan, sperm sayısı az olan kişilerde arginin takviyesi ile sperm sayısınının arttığı gösterilmiştir. Et,nohut,somon balığı,fıstık,ceviz,susam,çukulata,kuru üzüm,mısır,badem,yumurta ve süt zengin arginin kaynaklarıdır. Bu nedenle bu besinleri de sağlıklı sperm için almalısınız. Dong Quai bitkisinde bulunan bir antioksidan olan Ferulik asit sperm hücrelerinin hareketliliğini artırır. Yulafta ise bol protein bulunur ve zengin bir demir, mangan ve çinko kaynağıdır sperm üretimini artırır. Dr.Kemal ASLAN sperm sayısını artırmaya yardımcı formül : Size tedavinize destek olacak ve oldukça yararlı sperm sayısını artırmaya yönelik bir formül ; Sabahları içine bir tatlı kaşığı saf bal katılmış 50 ml çakşır suyu, Öğle arası bol çinko ve B vitamini içeren  bir avuç kabakçekirdeği ve bir avuç kabuklu fıstık tüketin. Akşamları ise iyice kaynamış bir su bardağı suya 5 adet birkaç parçaya bölünmüş keçiboynuzu atın, 10 dk bekletin ve keçiboynuzlarını atarak suyu için. Bu uygulamaya en az 3 ay devam edin. sekslopedi.net Hamile kalmak için en uygun cinsel ilişki pozisyonları Hamile kalma sorunları oldukça sık baş göstermektedir.Özellikle istenilmesine rağmen hamile kalamama durumu çiftleri psikolojik ve sosyolojik olarak etkilemektedir.Bu sorunu aşmak için her ne kadar doktor desteği alınması gerekse de hamile kalamama sebepleri bazen çiftlerin, cinsel ilişki sırasında yaptıkları yanlış yöntemlerden kaynaklanmaktadır.Özellikle cinsel ilişki sırasında uygulanacak doğru pozisyonlar hamile kalmaihtimalini %20 – %25 oranında arttırabilmektedir.Bu konumuzda sizlerle hamile kalmak için uygulanması gereken doğru pozisyonları paylaşacağız. Misyoner Pozisyon : Uzmanlar tarafından spermin uzun süre vajinada kalması hamilelik için en platonic olan yöntem olarak belirtilmektedir.Misyonel ilişki pozisyonu hamile kalmak için en uygun pozisyonlardan bir tanesidir. Diz Dirsek Pozisyonu : Diz dirsek pozisyonu hamile kalmak için en uygun pozisyondur.Bu pozisyon ile birliktelik sağladıktan sonra  da sırt üstü yatarken bayanın belinin altına 1 saat süre ile uygun incelikte bir yastık koyunuz. Genellikle ayakta veya oturarak girilen ilişki sırasında oluşan spermin vajina dışına hızlı bir şekilde akması hamile kalma ihtimalini zayıflatacaktır. Konuyla ilgili diğer yazı için tıklayın:  Hamile kalmak için cinsel taktikler    Kolay Hamile Kalma Yöntemleri İlgili Aramalar: hamile kalmak için, hamile kalmanın yolları, nasıl hamile kalırım, çocuğum olmuyor, hamile kalmak için neler yapmalı, hamile kalmak istiyorum, gebe kalmak istiyorum, gebe kalmak için ne yapmalı, gebe kalmanın yolları, gebe kalmanın en kolay yolu, nasıl gebe kalırım, hamile kalmak için seks, gebe kalmak için seks, hamile kalmak için sex, gebe kalmak için sex, hamile kalmak için sikin uzunluğu önemlimi, gebe kalmak için sikin uzunluğu önemlimi, gebe kalmak için yarrağın büyüklüğü önemlimi, hamile kalmak için erkek cinsel organının önemi, erkeğin dölü erken geliyorsa, hamile kalmak için erkeğin menisi, hamile kalmak için erkeğin tohumu erken atması engellermi etkilermi, hamile kalmak için bitkisel yöntemler, gebe kalmak için erkeğin menisi vajinanın içine boşalması,  BİLİM TEKNOLOJİ CİNSEL HABERLER Hamile Kalma Yöntemleri Erkek veya kız bebek isteyenlere öneri ; Landrum Shettles adlı ingiliz bir doktorun araştırmaları sonucu geliştirilen, basit, maliyet... Devamı »   Önceki Kayıtlar Ana Sayfa Kaydol: Kayıtlar (Atom) Bizi E-posta ile takip edin Populars Comments Archive En+10 Acı sözler, acılı sözler, aşk acısı çekenlere acı sözler ...Acı... İnanması zor, Katlanması güç ama, Alışıyor insan bir müddet sonra yaşamaya. Sırtının ortasında onlarca bıçakla... Sperm yutmak SPERMİN KADIN İÇİN YARARLARI Sperm yutmanın hiç bir olumsuz yanı yoktur , hatta cilde yararlı olduğuda ortaya koyulmuştur. Spermin Kad... Erotik karikatürlerde kadın erkek ilişkisi Karikatürler zaman zaman güldüren bazende düşündüren komik karikatürler. Onlarca sözle anlatılmak istenenleri bir karikatürle anlatabilsin... Online Yazı Yazma Siteleri Yararlı Bir Çok Site Adresleri  Faklı yazı çeşitleri http://cooltext.com/ http://flamingtext.com/   http://www.3dtextmaker.com/   ht... Ses ve ışık kirliliğinin insan sağlığına etkileri Işık ve ses kirliliği Işık ve ses kirliliğide(gürültü kirliliği) çevre kirliliğinden sayılır. Çevremize attığımız atıklar nasıl sağlığı... Kadın sünneti kuzey Irakta hala devam ediyor :(( The Washington Post, Kuzey Irak’taki bölgesel Kürt yönetiminde yaygın olarak uygulanan kadın sünnetini haber konusu yaptı, 7 yaşındaki ... ÇALGI ÇENGİ 2 - BEHZAT Ç. bölümü gülmekten kopacaksınız :)) Çalgı Çengi filmi ve Star tv deki İşler Güçler dizisinden tanıdığımız Ahmet Kural ve Murat Cemcir Behcat Ç dizisinde Çalgıcı olarak gittikl... 3 tekerlekli bisikletler heryerde her işte Çeşit çeşit 3 tekerlekli bisiklet modelleri, pedallı 3 tekerlek bisikletler, elekrikli 3 tekerlekli bisikletler, motorlu 3 tekerlekli bisikl... En güzel doğa manzara resimleri walpaperler Seçmece büyük boy doğa manzarası walpaper duvar kağıtları İlgili Aramalar: ÇANAKKALE' DE bilmedikleriniz görmedikleriniz -1 İBRETLİK GÖRÜNTÜLER ! .. İlkkez bu görüntüleri görecek ve çanakkale destanına verdiğimiz değeri görünce üzüleceksiniz. İyi bakın tarihe ne... Arşiv Arşiv Ocak (7) Aralık (30) Kasım (15) Ağustos (3) Temmuz (6) Haziran (4) Nisan (2) Mart (1) Şubat (2) Ocak (1) Aralık (2) Kasım (11) Ekim (18) Eylül (5) Ağustos (1) Temmuz (11) Haziran (2) Nisan (5) Ocak (5) Kasım (11) Ekim (3) Eylül (17) Ağustos (3) Temmuz (2) Haziran (1) Mayıs (14) Mart (4) Şubat (17) Ocak (30) Aralık (55) Kasım (28) Ekim (31) Eylül (42) Ağustos (34) Temmuz (29) Haziran (32) Mayıs (64) Nisan (47) Mart (65) Şubat (53) Ocak (37) Aralık (28) Kasım (49) Ekim (108) Eylül (116) Ağustos (141) Temmuz (171) Haziran (97) Mayıs (40) Nisan (7) Mart (1) Şubat (23) Bölümler BİLİM TEKNOLOJİ CİNSEL HABERLER ÇOK ÖZEL SÖZLER FOTO GALERİ GEZDİM GÖRDÜM KÜTÜPHANE OLAY REKLAMLAR ÖZEL FIKRALAR POLEMİK ANALİZ SIRADIŞI HABERLER SİNEMA DİZİ MÜZİK VİDEO TARİHİ GERÇEKLER İletişim Formu Ad E-posta * Mesaj * Bugün seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz? Ordan Burdan Türk Omaha Yerlileri miskokulu lezzetler Elmalı Tarçınlı Muzlu Kek Türk birliği Cephesi TBC Türk Birliği Cephesi Logo TÜRK YUVASI Ağaçlar da Ağrır (hastalanır) - Tatar Türkçesi (Türkiye Türkçesi Altyazılı HD Çizgi Film) Gözüme Takılanlar Kenya İzlenimleri Satarım Kredili konut satışı düştü Tabiatname Tabiatname ilginç…? Olay Reklamlar BABA KESTİRİYORUM... ALLAH İYİLİĞİNİZİ VERSİN BU NASIL REKLAM SAKLI SIRLAR ÇOK ÖZEL SIRLAR Mustafa Kemal Atatürk tarihinbelgeleri.com Canlı Site Trafik Feedjit Live Blog Stats Ömer Hayyam Diyorki; Geçmiş günü beyhude yere yad etme. Bir gelmemiş an için feryat etme. Geçmiş gelecek masal bunlar hep. Eğlenmene bak ömrünü berbat etme. Niceler geldi, neler istediler. Sonunda dünyayı bırakıp gittiler. Sen hiç gitmeyecek gibisin değil mi? O gidenler de senin gibiydiler. Dünyada ne var kendine dert eyleyecek? Bir gün gelecek can bedenden gidecek. Zümrüt çayır üstünde, sefa sür iki gün... Zira senin üstünde de otlar bitecek. Ömer Hayyam Necip Fazıl Kısakürek Diyorki Konular BİLİM TEKNOLOJİ CİNSEL HABERLER ÇOK ÖZEL SÖZLER FOTO GALERİ GEZDİM GÖRDÜM KÜTÜPHANE OLAY REKLAMLAR ÖZEL FIKRALAR POLEMİK ANALİZ SIRADIŞI HABERLER SİNEMA DİZİ MÜZİK VİDEO TARİHİ GERÇEKLER Son Yorumlar